26 Eylül Incil yazarı Aziz Yuhanna’nın göğe
Aziz Yuhanna Betsayda’dan, Galile’nin fakir bir köyündendi. Meryem Ana’nın nişanlısı olan Yusuf’un kızı Salome ile balıkçı Zebedi’nin oğluydu. Yusuf’un ilk evliliğinden dört oğlu: Yakup, Yoses, Yahuda ve Simon, ve üç kızı: Ester, Marta ve Salome, vardı. Kurtarıcımız İsa Mesih, Aziz Yuhanna’nın annesi Solome’nin bir nevi kardeşi sayıldığından, aynı zamanda Aziz Yuhanna’nın dayısıydı.
Yuhanna ve kardeşi Yakup babalarına balık tutmada yardımcı olurken Kurtarıcımız onları Kendisini takip etmeye ve insan tutan balıkçılar olmaya çağırdı. Onlar da hemen O’nu ve göksel öğretisini izlemek için her şeyi bıraktılar. Yuhanna’nın bekârete ve dindarlığa olan aşkı, diğerlerinden yüksekteydi, o “bakire” sıfatına layıktı ve onun Mesih’e ve kusursuz hayata olan ateşli sevgisi, diğerlerinin arasında, onu “sevilen havari” durumuna getirdi. O İsa Mesih ile Tabor Dağı’na tırmanan, O’na en yakın olan üç kişiden biriydi (Petrus, Yakup, Yuhanna). Yuhanna Mesih’in bedenindeki kutsal parıltıyı gördü ve bulutlardan gelen sesi işitti: “Sevgili Oğlum budur, O’ndan hoşnudum. O’nu dinleyin!” (Matta 17: 5). O’nun Krallığında O’nun sağında oturmak isteyen, sevgisi ile coşan, Yuhanna idi (Matta 20: 21). Son akşam yemeğinde, Rab onu Kendi yanına oturttu, o da sevgili Efendisi’nin göğsüne başını yaslamıştı ( Yuhanna 13: 23). Yahudiler İsa’yı tutukladığında, Aziz Yuhanna onu başkahinin sarayına kadar izledi (Yuhanna 18: 15). Kurtarıcı çarmıha gerildiğinde o tek başına Bakire Meryem ile birlikte Haç’ın dibinde kaldı. Mesih Yuhanna’yı ayakta gördüğünde, Annesi’ne: “Kadın, işte oğlun!” ve Yuhanna’ya: “İşte annen!” dedi. O andan itibaren Yuhanna Bakire Meryem’i kendi evine aldı (Yuhanna 19: 27).
Diriliş duyurulduğu zamanda, Petrus’u geçerek Mezar’a ilk gelen oydu. Eğilip içeri bakan ve etrafta serili keten bezleri ilk gören de oydu (Yuhanna 20: 5-6). O Mesih’i dirilişinden sonra gördü ve Mesih onlara İncil’i dünyaya vaaz etmeleri için Kutsal Ruh’u üflediğinde, o da diğerleri ile birlikte oradaydı (Yuhanna 20: 22). Efendimiz’in Göğe Yükselişi’nde de bulundu ve Pentekost Günü’nde Kutsal Ruh’u alevden diller görünümünde diğer havarilerle birlikte aldı (Elçilerin İşleri 1-2). Diğerlerinin ardından Yeruşalim’de kaldı, Meryem Ana’ya refakatçi oldu ve ölümüne dek ona hizmet etti.
Dünyanın bölgelerine bir parçadan diğerine İncil’i müjdeleme zamanı geldiğinde, Havariler gidecekleri yerleri belirlemek için kura çektiler. Aziz Yuhanna’ya da düşen kendini tamamiyle putperestliğe adamış olan Küçük Asya (Anadolu) oldu. Aziz Yuhanna gideceği yeri öğrendiğinde çok moral bozukluğu yaşadı, henüz tüm ümidini Tanrı’nın yenilmez gücüne bırakmayı öğrenmemişti. Tanrı onu bu insanî zayıflıktan temizlemek için, gideceği yere varmadan önce, onu dalga ve rüzgârlarla kırk günlük bir denenmeye soktu. Bu fırtına boyunca, Yuhanna’nın öğrencisi, diyakon Prohorus (28 Temmuz)’u, dalgalar kendisini büyücülükle suçlayan şehir Selefkia’nın kıyılarına attı, kırk günden sonra tekrar Marmareota adlı Küçük Asya’nın bir diğer şehrinin kıyılarında birbirlerini buldular.
Yönlerini Efes’e, insanların tanrıça Diana’ya çok bağlı olduğu ve onun şerefine festivaller yapacağı şehre yönelttiler. Bu festivallerden birinde, kalabalığa konuşma yapmak amacıyla Aziz Yuhanna tanrıçanın devasa bir heykelinin bulunduğu tepeye tırmandı. Onu orada gören paganlar sinirden deliye döndüler ve onu taşlamayı denediler, ama Tanrı’nın lütfu ile tüm taşlar hedeflerini şaşırdı ve heykeli vurdu. Fakat paganlar, ilahi takdiri görmeye kör ve Aziz Yuhanna’nın sözlerini duymaya sağırdılar, ikinci kez onu taşlamayı denediler. Bu sefer taşlar putperestlerin kendisine geri döndü, ve yer, Havari’nin duası ile sallandı, onların iki yüzden fazlasını aniden yuttu. Sonunda hayatta kalanların akılları başlarına geldi. Yuhanna’ya Tanrı ile aralarında aracı olması ve onlara merhamet etmesi için, helak olanları geri getirmesi için yalvardılar. Böylece, Havarinin duası ile, tüm o insanlar toprağın derinliklerinden yeryüzüne çıktılar, Havari’ye hürmet ettiler ve vaftiz oldular.
İmparator Domitian Yuhanna’nın ününü duydu ve onunla bir buluşma ayarladı. Havari’nin Mesih’in dünyasal herhangi bir güçten daha güçlü olduğuna olan güveni onu çok kızdırdı ve etkisini azaltmak ümidiyle Azizi Patmos Adası’na sürgüne gönderdi. Yolculuk sırasında Prohorus ile Yuhanna, kendilerine eşlik eden askerlerin dizanterilerini iyileştirerek Tanrı’nın şefkatinin temsilcisi oldular. Aziz adaya varır varmaz, o bölgenin ileri gelenlerinden biri olan Myron’un oğlunu, Apollonides’i, kötü bir ruhtan kurtardı. Bu mucize, Yuhanna’nın bir sözü ile oldu, Myron’un ev halkını Mesih’te imana ve vaftize getirdi; kısa bir süre sonra, adanın valisi de vaftiz oldu.
Yuhanna Patmos’dayken, o zamanlar 99 yaşında olan Atina Başpiskoposu Dionisyus’tan (3 Ekim) bir mektup aldı. O Aziz Yuhanna’yı İncil’in seher yıldızı olarak övdü ve yakında serbest kalacağı konusunda kehanette bulundu. Böyle de oldu, imparator onu tekrar Efes’e çağırdı. Bu durum Patmos’taki cemaatini çok üzdü, Aziz onları teselli etmeden ayrılmak istemiyordu. Göksel bir işaretin güçlendirmesiyle, onlarla birlikte üç gün oruç tuttu, ondan sonra, Prohorus’un eşliğinde, ruhunun tüm güçlerini Tanrı’ya yönelttiği bir dağa çıktı. Aniden gök gürültüsü ve korkunç şimşeklerin aydınlatmasıyla gökyüzü yırtıldı. Yuhanna hissiz bir şekilde bekleyişteyken Prohorus bunaldı ve yere düştü. Göğün yükseklerinden konuşan, gök gürültüsü gibi bir ses duydu: “Başlangıçta Söz vardı, ve Söz Tanrı ile birlikteydi, ve Söz Tanrı idi” (Yuhanna 1:1). Prohorus bu kurtuluş mesajını kaydetti, bir zamanlar Sina Dağı’nda Musa’ya verilen Yasalar gibi Yuhanna’ya vahiy veriliyordu, fakat bu kez sadece Yahudiler için değil, dünyanın sonuna dek tüm insanlık içindi.
Yeni Antlaşma’nın Vahiy diye bilinen kitabını Yuhanna Patmos’da yazdı. Yuhanna Mesih’i gördü, genç bir adam benzeyişinde “yüzü bütün gücüyle parlayan güneş gibiydi”. “Ölü gibi ayaklarının dibine yığılan” Yuhanna’yı cesaretlendirmek için Rab dedi ki: “Korkma! İlk ve son Ben’im. Diri olan Ben’im. Ölmüştüm, ama işte sonsuzluklar boyunca diriyim. Ölümün ve ölüler diyarının anahtarı bendedir. Bunun için gördüklerini, şimdi olanları ve bundan sonra olacakları yaz” (Vahiy 1: 1-19). Sonra ilerleyen ayetlerde Yuhanna’ya dünyanın sonunda neler olacağı gösterildi: günahın gücünün toplanışı, Deccal’in gelişi, onun inananlara karşı savaşı ve Mesih’e karşı son mücadelesi, ve sonunda, Mesih’in onu, şeytanı ve meleklerini sonsuza dek cehenneme gönderişi. Ona dünyada ileride yer alacak şiddet ayaklanmalarını görme gücü de verildi, her şeyin ateşli sonunu, ve insanoğlunun son zaferini, herkesin dirilişini ve son yargıyı görme gücü.
Patmos’da geçirdiği zamandan sonra, Havari Yuhanna geri kalan günlerini huzur içinde geçirmek için Efes’e döndü, birçoklarını imana getirdi. Dokuz yıldır yaptığı Müjdeyi duyurma işi için Yeruşalim’i terk ettiğinde 56 yaşındaydı. Patmos’da on beş yıl geçirdi ve Efes’e dönüşünden sonra yirmi altı yıl daha yaşadı.
Ortodoks Hristiyan Geleneğine Göre Aziz Havari Yuhanna’nın Yortu Kutlaması
Aziz’in yortusu ve anması Aziz Altınağızlı Yuhanna’nın Kutsal Ayin’i ile yortu sabahı, sabah dualarından önce yapılır. Büyük akşam duaları yortu gününün bir öncesi gün yapılır.
Yortu boyunca yapılan kutsal okumalar: Akşam dualarında: 1. Yuhanna 3: 21 – 4: 6, 1. Yuhanna 4: 11-18, 1. Yuhanna 4: 20 – 5: 5. Sabah dualarında: Yuhanna 21: 15-25. Kutsal Ayin’de: 1. Yuhanna 4: 12-19; Yuhanna 19: 25-27, 21: 24-25.
Aziz’in İlahileri
Apoliktikion (2. Makam)
Mesih Allah’ın sevdiği Elçisi, hesap veremeyen halkı kurtarmak için acele et. Göğsüne yaslanmana[1] tenezzül eden O, ayaklarına düşen seni kabul eder. Ey İlâhiyatçı, bizim için selâmet ve ulu merhamet dileyerek, milletlerin direnen bulutunu dağıtması için O’na yakar.
Ἀπολυτίκιον Ἦχος β΄.
Ἀπόστολε Χριστῷ τῷ Θεῷ ἠγαπηπημένε, ἐπιτάχυνον, ῥῦσαι λαὸν ἀναπολόγητον, δέχεταί σε προσπίπτοντα, ὁ ἐπιπεσόντα τῷ στήθει καταδεξάμενος· ὃν ἱκέτευε, Θεολόγε, καὶ ἐπίμονον νέφος ἐθνῶν διασκεδάσαι, αἰτούμενος ἡμῖν εἰρήνην, καὶ τὸ μέγα ἔλεος.
Kontakion (2. Makam)
Μuzzam işlerini kim anlatabilir, ey Bâkir? Çünkü ilâhiyatçı ve Mesih’in dostu olarak, mûcizeler gösterir, şifâlar fışkırır ve canlarımız için şefâat edersin.
Κοντάκιον Ἦχος β΄. Αὐτόμελον.
Τὰ μεγαλεῖά σου Παρθένε, τὶς διηγήσεται; βρύεις γὰρ θαύματα, καὶ πηγάζεις ἰάματα, καὶ πρεσβεύεις ὑπὲρ τῶν ψυχῶν ἡμῶν, ὡς θεολόγος καὶ φίλος Χριστοῦ.
Kaynakça
– Simono Petra’nın Başkeşişi Makarios tarafından derlenmiş olan, “Ortodoks Kilisesinin Azizlerinin Hayatları” adlı eserden alınmıştır ve Fransızca’dan Christopher Hookway tarafından çevirilmiştir.
Türkçeye çeviren: Vasilios
[1] Yuhanna 21:20.