9 Kasım Aziz Nektarios
Pentapolis Metropoliti, AEGINA’nın mucizecisi
Aziz NEKTARİOS’un hayatından kısa bir bölüm
Dünyevi ismi Anastasios olan Aziz Nektarios, 19.yüzyılda Trakya’nın Selybria (şimdiki ismi Silivri) kentinin çok yoksul bir ailesinin çocuğu olarak dünyaya geldi. İş bulmak amacıyla Konstantinopolis’e giden bir gemiye binmeye teşebbüs etti; ancak yolculuk için bileti yoktu. Motorlar çalıştığı halde genç Anastasios’un gemiye binmesine izin verilinceye kadar gemi hareket etmedi. Yolculuk sırasında bir kere deniz fırtına yüzünden kabardı; ancak Anastasios Gerçek Haçın bir parçasını taşıyan haçını üç kez suya daldırıp dua ederek “Sessiz ve sakin ol!” dedi. Sular duruldu; ama Anastasios haçını kaybetti. Gemi yolculuğu devam ederken geminin altından sürekli kapı tıklamasına benzer yüksek bir ses duyuldu. Gidecekleri yere vardıklarında denizciler Anastasios’un haçını geminin altına yapışmış buldular; gemiye adeta Rabbimizin kutsal çarmıhı yön vermişti. 29 yaşına geldiğinde Anastasios, Chios (Sakız) adasında keşiş oldu. Patrik onu Tanrıbilim çalışması için Atina’ya gönderdi ve Anastasios önce Nektarios adıyla Papaz (bir kişi keşiş olunca ismi değiştirilir) sonra da Pentapolis Piskoposu olarak atandı.
Buna karşın, kıskançlıklar ve yakışıksız davranışlarda bulunduğu iddiaları yüzünden görevinden alındı ve Atina ile Evia adasında da istenmedi. Yoksullaşarak çok acı çekti; ancak mücadeleyi bırakmadı. Dürüstlüğü ve bilgeliği ile çevresini aydınlattı. Evia adasındakiler onu bağırlarına bastılar. 1910 senesinde Atina Tanrıbilim Okulu’nun dekanı oldu ve bir manastırın kurulmasına yardım etti. Tüm Yunanistan’da pek çokları için iyileştirme gücü bulunan ruhsal bir babaya dönüştü. On sene sonra Aegina’dan alınıp Atina’da yoksulların ve iyileşme imkanı bulunmayan hastaların kaldığı bir hastane koğuşuna gönderildi. Ruhunu orada teslim etti ve onu gömülmek için hazırladılar. Süveteri felçli bir hastanın yattığı yatağa konunca, felçli aniden güce kavuşup yürüyebildi. O zamandan beri küçük bir kilise olarak kullanılmakta olan bu oda, Azizin Tanrımız Rabde uyumasından günler sonra bile hissedilebilen çok güzel bir kokuyla doldu. Aziz Nektarios’un kutsal duaları aracılığıyla hastaların şifa bulması mucizesine tüm dünyada bugün bile rastlanmaktadır. Aziz Nektarios, kanser hastalarının, kalp sorunu çekenlerin, kireçlenme (eklem yangısı) acısı çekenlerin, iş arayanların ve sara hastalarının koruyucu azizi sayılmaktadır.
Aziz Nektarios 1846’dan 1920’ye kadar yaşamıştır. 9 Kasım 1920’de Rabde dinlenmiştir. Yortu günü 9 kasımdır.
Colgate Üniversitesi’nden Profesör John E. Rexine, aşağıdaki yazıyı yazmıştır:
KUTSAL EREN NEKTARIOS,
BİZİM İÇİN TANRI’YA DUA EYLE!
HER ŞEYDE TANRI’YA YÜCELİK OLSUN!
DUA (Aziz Nektarios)
GERÇEK DUA dikkat dağılmadan yapılır, uzun sürelidir, pişmanlık duyan bir kalp ve uyanık bir zihin ile icra edilir. Duanın aracı her yerde alçakgönüllülüktür ve dua alçakgönüllülüğün açığa çıkmasıdır. Kendi zayıflıklarımızın bilincinde olarak Tanrı’nın gücü için yalvarırız.
En güzel ve en yüce varlık ile kurulan Tanrısal ve ruhsal bir birliktelik olması gereği DUA, bizleri TANRI ile birleştirir.
DUA, DÜNYAYA AİT OLAN ŞEYLERİ UNUTMAKTIR,
GÖĞE ÇIKIŞTIR.
DUA ARACILIĞIYLA
BU DÜNYAYI BIRAKIP TANRI’YA GİDERİZ.
DUA, gerçek bir göksel zırhtır ve sadece o, kendilerini Tanrı’ya adamış olanları güvende tutabilir. Dua, kendimizi tutkulardan arındırmak, günahları engelleyip hatalarımızı düzeltmek için kullanılan ortak ilaçtır. Dua, tükenmez bir hazine, dalgalardan etkilenmeyen bir liman, dinginliğin temeli, çok sayıdaki kutsamanın kökü ve annesidir.
http://www.oodegr.com/tourkika/synaksaristis/agios_nektarios.htm