Adalet tacı
Kardeşlerim, bugünkü kutsal metin okuması, İncil’in duyurulmasına ilişkin Pavlus’un öğütlerini içermektedir. Bu metin, Ulusların Elçisi’nin, kutsal görevini tamamlamaya yaklaştığını kabul etmesiyle sona ermektedir. Şehitlik anı yaklaşmış, ve adil yargıç İsa’dan adalet tacını büyük bir özlemle beklemektedir.
Bu, sevgilerini yalnızca sözle değil, belirli eylemlerle gösterenlere vaat edilen hak edilmiş ödülü ifade etmektedir. Pavlus’un tanımladığı ve Tanrı’ya olan sevginin inkâr edilemez kanıtlarını oluşturan bu eylemler, gerçek sevgiyi ortaya koymaktadır.
Ruhsal yaşamın uygulanması
İlk unsur, Ortodoks ruhsal yaşamının temel direğini oluşturan “iyi mücadele”nin uygulanmasıdır. Bu, Mesih’in emirlerini yerine getirmeyi, kutsal Gizemleri yaşamayı, tutkulara karşı savaşmayı ve Mesih’in içimizde şekillenmesi ve yerleşmesi için sürekli çabalamayı içerir.
Ruhsal tatbikat uygulayan kişi, gerçekten ruhani bir insandır. Kutsal Simonopetra’dan merhum Peder Aimilianos şöyle der: “Ruhani bir insan, gerçek bir Hristiyan, vaftiziyle ve daha sonra olgunlaştığında kalbiyle, Tanrı’ya her zaman O’nun yanında ve O’nunla birlikte kalacağına dair bir yemin etmiş kişidir. Ruhani bir insan, yaşamın içinden çıkan, insan kalabalıklarının arasından sıyrılan ve ruhunun tüm hızıyla gökleri… ve göklerin krallığını fethetmek için koşan bir sporcudur.”
Ruhani bir insan, yalnızca iyi bir insan değildir. Ruhani bir insan, güçlü kanatlara ihtiyacı olduğunu bilir ve bu kanatlar, Kutsal Ruh’un kanatlarıdır.
Tanrı’ya sevgi
Tanrı’ya sevginin bir diğer ifade yolu, yolculuğu tamamlamaktır. Sadece Kilise’nin bir üyesi olmak yeterli değildir. İnsan, Mesih’e olan sevgisinde sonuna kadar sadık kalmalı, insanları değil Tanrı’yı memnun etmeye çabalamalıdır. Ne yazık ki, manevi yaşamlarına iyi bir şekilde başlamalarına rağmen, yoldan saparak kaybolan birçok Hristiyan vardır. Onların inançları kilise deneyimine dayanmaz ve her şeyi mantığa büründürme cazibesine kapılırlar. Tanrı’nın ruhu ile dünyanın ruhu arasında bocalayanlar, sevgi yolunu tamamlayamazlar ve sürekli olarak dünya ve kendileriyle mücadele eden, sonuna kadar dayananlara verilen adalet tacını kaybetme riskiyle karşı karşıya kalırlar.
İmanın korunması
Tanrı’ya sevginin üçüncü yolu, imanı korumaktır. İmanı kendi kişisel sınır ve koşullarımıza uyarlama cazibesi, günümüzde oldukça yoğundur. Çeşitli sapkın doktrinler ve yeni ortaya çıkan ideolojiler yoluyla imanın bozulması tehlikesi gerçektir ve yıkıcı bir dinsel senkretizme yol açmaktadır.
Tanrı’ya gerçekten inanan ve imanını bir yaşam biçimi haline getiren kişi, “Tanrı’nın tek ve büyük sabitesi olduğunu” bilir. Başka hiçbir şeye inanmaz. Onsuz, dünyaya dair hiçbir açıklaması yoktur. Onun varlığı olmadan, kendi varoluşunun amacı ortadan kalkar. Tanrı’ya olan inanç olmadan boğulur, batar, çöker ve kaybolur. O’na olan iman, kişiyi “şarhoş” eder, diriltir, ona hayat, sonsuzluk hissi ve farklı bir vizyon verir” (Mesogaia Metropoliti Nikolaos).
Kardeşlerim, Tanrı’nın adalet tacı hepimiz için hazırlanmıştır. Onu kazanıp kazanamayacağımız bize bağlıdır. Tanrı’ya olan sevgimizi, iyi manevi mücadeleyi uygulayarak ve tamamlayarak, ayrıca Ortodoks imanını bozulmadan koruyarak kanıtlarsak, bizler de elbette Elçi’nin şu sözlerini tekrarlayabiliriz: “İyi mücadeleyi verdim, yarışı bitirdim, imanı korudum. Şimdi benim için adalet tacı hazırlanmıştır.”
Arhimandrit E.Oik. Foni Kiriou (Rab’bin Sesi) 1 no’lu broşürden alıntılanarak tercüme edilmiştir. 5 Ocak 2025
Adalet tacı