2 Şubat İsa Mesih’in Tapınağa Giriş Bayramı 2 şubat
2 Şubat İsa Mesih’in Tapınağa Giriş Bayramı 2 şubat
Mesih, doğumundan 40 gün sonra Musa Yasası gereği tapınakta Tanrı’ya sunulmuştur. Aynı zamanda, Mesih’in annesi Meryem, arınma törenini gerçekleştirmiş ve Yasa’da öngörülen kurbanları sunmuştur. Bu sebeple Kilise, Noel’den 40 gün sonra, 2 Şubat’ta Rabbin tapınakta sunulması (Rabbin karşılanması veya Rab ile buluşma olarak da bilinir) yortusunu kutlar.
Mesih’in, ihtiyar Simeon ve kadın peygamber Anna tarafından karşılanması (Luka 2:22-36) bu yortunun en önemli olayıdır. Rabbin Mesihi’ni görmeden ölmeyeceği Simeon’a Kutsal Ruh tarafından bildirilmişti (Luka 2:26) ve aynı Ruh’un yönlendirmesiyle tağınağa gelen Simeon, yeni doğmuş Mesih ile karşılaştı ve O’nu kollarına alıp hala her gün Ortodoks akşam dualarının sonunda ilahi olarak okunan şu sözleri söyledi:
«Ey Rabbim, vermiş olduğun sözü tuttun;
kulun olan ben artık huzur içinde ölebilirim.
Çünkü senin sağladığın
ve tüm halkların gözü önünde hazırladığın kurtuluşu,
ulusları aydınlatıp
halkın İsrail’e yücelik kazandıracak ışığı
gözlerimle gördüm.»
(Luka 2:29-32)
Simeon ayrıca Mesih’in “karşı çıkılacak bir işaret” olduğunu belirtip O’nun “İsrail’de pek çok kişinin düşmesine ve kalkmasına yol açacağı” kehanetinde bulundu. Simeon, oğlu Mesih yüzünden Meryem’in büyük acılar yaşayacağını da önceden bildirdi (Luka 22:34-35) Tapınakta bulunan Anna da Tanrı’ya şükürler sunarak, “Kudüs’ün kurtuluşunu bekleyen herkese Mesih’ten söz etmeye başladı” (Luka 2:38).
Rabbin karşılanması yortusunda, aracılığıyla evrenin yaratıldığı Tanrı Sözü ve Oğlu olan Mesih’in artık bebek olarak Simeon’un kollarında bulunduğu ve Yasa verici aynı Oğlun, insan suretiyle artık Yasa’nın gereklerini yerine getirdiği vurgulanmaktadır.
Ey Simeon, Musa’nın, Sina Dağı’nda karanlıklar içinde Yasa verici olarak gördüğü kişiyi karşıla. Şimdi O’nu Yasa’ya uyan bir bebek olarak kollarına al. Çünkü Yasa’nın ve peygamberlerin hakkında konuştuğu, uğrumuza ve insanlığın kurtuluşu için beden alandır O. Gelin, ona secde edelim!
Bugün göğün kapısı açılsın; çünkü Baba’nın ebedi Sözü, Tanrılığını terk etmeden bir bakireden beden aldı ve 40 günlük bir bebekken annesi tarafından Yasa gereği tapınağa getirildi. İhtiyar Simeon O’nu kollarına alıp şöyle dedi: “Rab, kulunun huzur içinde ölmesine izin veriyorsun; çünkü gözlerim senin kurtarışını, ey Rab, dünyayı kurtarmaya geleni gördü. Övgüler Sana!”
Rabbin karşılanması yortusuna ait sabah ve akşam duaları bu konuları işleyen ilahi ve okumalarla doludur. Kutsal Ayin, Meryem’in şükran ilahisinden alınan ve prokeimenon’u oluşturan bölümlerle kutlanırken Alleuia ayetlerinde de Simeon’un sözleri okunur. İncil okumalarında Rab ile karşılaşmadan bahsedilirken, akşam duasındaki Eski Antlaşma okumaları; Levililer kitabındaki arınma yasasından, İşaya’nın üç-kez kutsal Tanrı’nın tapınağında gördüğü görümden ve İşaya’nın “Rabbin ışığı ulusları aydınlattığında” Mısırlılara verilecek iman armağanı hakkındaki kehanetinden bahseder.
Rab ile karşılaşmanın Kilise’de kutlanması sadece tarihsel bir anmayla sınırlı değildir. Simeon gibi aynı Kutsal Ruh tarafından esinlenen ve aynı Ruh’un yönlendirmesiyle Mesih’in Kilisesi’ne gelen Hristiyanlar, Rab ile kişisel karşılaşmalarını tecrübe edebilir ve Rabbin Mesihi’ndeki kurtuluşu gördükleri için huzur içinde öleceklerine tanıklıkta bulunabilirler.
Troparyon (Birinci Nota)
Ey nimete eren Τanrι Validesi sevin, çünkü adaletin günesi olan Mesih ilahιmιz senden dogdu. Karanlιktakileri aydιnlattι. Ey Salih seyh sende sevin ve cos, bizleri kurtaran ve bize dirilisi vereni kollariιnda tasιdιn.
Kondak (Birinci Nota)
Dogumunla bakireligin yuvasιnι kutsadιn ve Seman’ιn kollarιnι layik oldugu üzere mübarek kιldιn. Ve bizi de su anda idrak ederek kurtardιn. Savalarda milletini barla koru ve sevdigin krallarι teyid et. cünkü insanlarι seven yalnιz sensin.
Akşam Duası 1. (birleşik) Okuma (Mısır’dan Çıkış, Levililer, Sayılar)
RAB Musa’ya, “Bütün ilk doğanları bana adayın” dedi, “İsrailliler arasında insan olsun, hayvan olsun her rahmin ilk ürünü bana aittir.” Musa halka, “Mısır’dan, köle olduğunuz ülkeden çıktığınız bugünü anımsayın” dedi, “Çünkü RAB güçlü eliyle sizi oradan çıkardı. “RAB size ve atalarınıza ant içerek söz verdiği gibi sizi Kenan topraklarına getirecektir. Orayı size verdiği zaman, ilk doğan erkek çocuklarınızın ve hayvanlarınızın hepsini RAB’be adayacaksınız. Çünkü bunlar RAB’be aittir. “İlerde oğullarınız size, ‘Bunun anlamı ne?’ diye sorduklarında, ‘RAB bizi güçlü eliyle Mısır’dan, köle olduğunuz ülkeden çıkardı’ diye yanıtlarsınız, ‘Firavun bizi salıvermemekte diretince, RAB Mısır’da insanların ve hayvanların bütün ilk doğanlarını öldürdü. İşte bunun için hayvanların ilk doğan erkek yavrularını RAB’be kurban ediyoruz. İlk doğan erkek çocuklarımızın bedelini ise bir hayvanla ödüyoruz.’ Bu uygulama elinizde bir belirti ve alnınızda bir anma işareti olacak. RAB Musa’ya şöyle dedi: “İsrail halkına de ki: Bir kadın hamile kalıp erkek çocuk doğurursa, çocuk sekizinci gün sünnet edilmeli. Kadın kanamasından paklanmak için otuz üç gün bekleyecek. Pak sayılması için geçmesi gereken bu günler doluncaya dek kutsal bir şeye dokunmayacak, tapınağa girmeyecek. “Erkek ya da kız çocuk doğuran kadının temiz sayılması için geçmesi gereken günler dolunca, yakmalık sunu olarak bir yaşında bir kuzu, günah sunusu olarak bir güvercin ya da bir kumru getirip Buluşma Çadırı’nın giriş bölümünde kâhine verecektir. “Eğer kadının kuzu alacak gücü yoksa, biri yakmalık sunu, öbürü günah sunusu olmak üzere, iki kumru ya da iki güvercin getirecek. Kâhin kadını arıtacak ve kadın temiz sayılacaktır.”
Akşam Duası 2. Okuma (İşaya 6:1-12)
Kral Uzziya’nın öldüğü yıl yüce ve görkemli Rab’bi gördüm; tahtta oturuyordu, giysisinin etekleri tapınağı dolduruyordu. Üzerinde Seraflar duruyordu; her birinin altı kanadı vardı; ikisiyle yüzlerini, ikisiyle ayaklarını örtüyor, öbür ikisiyle de uçuyorlardı. Birbirlerine şöyle sesleniyorlardı: “Her Şeye Egemen RAB Kutsal, kutsal, kutsaldır. Yüceliği bütün dünyayı dolduruyor.” Seraflar’ın sesinden kapı söveleriyle eşikler sarsıldı, tapınak dumanla doldu. “Vay başıma! Mahvoldum” dedim, “Çünkü dudakları murdar bir adamım, dudakları murdar bir halkın arasında yaşıyorum. Buna karşın Kral’ı, Her Şeye Egemen RAB’bi gözlerimle gördüm.” Seraflar’dan biri bana doğru uçtu, elinde sunaktan maşayla aldığı bir kor vardı; onunla ağzıma dokunarak, “İşte bu kor dudaklarına değdi, suçun silindi, günahın bağışlandı” dedi. Sonra Rab’bin sesini işittim: “Kimi göndereyim? Bizim için kim gidecek?” diyordu. “Ben! Beni gönder” dedim. “Git, bu halka şunu duyur” dedi, “‘İşittikçe işitecek ama anlamayacaksınız, Baktıkça bakacak ama görmeyeceksiniz! Bu halkın yüreğini duygusuzlaştır, Kulaklarını ağırlaştır. Gözlerini kapat. Öyle ki, gözleriyle göremesinler, Kulaklarıyla işitemesinler, yürekleriyle anlamasınlar Ve bana dönüp şifa bulmasınlar.'” “Ne vakte kadar, ya Rab?” diye sordum. Rab yanıt verdi: “Kentler viraneye dönüp kimsesiz kalıncaya, Evler ıpıssız oluncaya, Toprak büsbütün kıraçlaşıncaya kadar. İnsanları çok uzaklara süreceğim, Ülke bomboş kalacak.'”
Akşam Duası 3. Okuma (İşaya 19:1,3, 4-5, 12,16, 19-21)
Mısır’la ilgili bildiri: İşte RAB hızla yol alan buluta binmiş Mısır’a geliyor! Mısır putları O’nun önünde titriyor, Mısırlılar’ın yüreği hopluyor. Mısırlılar’ın cesareti tükenecek, Tasarılarını boşa çıkaracağım. Mısırlılar’ı acımasız bir efendiye teslim edeceğim, Katı yürekli bir kral onlara egemen olacak.” Rab, Her Şeye Egemen Yahve böyle diyor. Nil’in suları çekilecek, Yatağı kuruyup çatlayacak. Ey Firavun, hani nerede senin bilgelerin? Her Şeye Egemen RAB Mısır’a karşı neler tasarladı, Bildirsinler bakalım sana eğer biliyorlarsa. O gün Mısırlılar Her Şeye Egemen RAB’bin kendilerine karşı kalkan elinin önünde titreyip dehşete kapılacaklar. O gün Mısır’ın ortasında RAB için bir sunak, sınırında da bir sütun dikilecek. Her Şeye Egemen RAB için Mısır’da bir belirti ve tanık olacak bu. Halk kendine baskı yapanlardan ötürü RAB’be yakarınca, RAB onları savunacak bir kurtarıcı gönderip özgür kılacak. RAB kendini Mısırlılar’a tanıtacak, onlar da o gün RAB’bi tanıyacak, kurbanlarla, sunularla O’na tapınacaklar. RAB’be adak adayacak ve adaklarını yerine getirecekler.
Ayinde Elçisel Mektup (İbraniler 7:7-17)
Hiç kuşkusuz, kutsayan kişi kutsanandan üstündür. Burada ölümlü kişiler ondalık alıyorlar; ama orada, yaşamakta olduğuna tanıklık edilen biri alıyor. Denilebilir ki, ondalık alan Levi bile İbrahim aracılığıyla ondalık vermiştir. Çünkü Melkisedek İbrahim’i karşıladığı zaman, Levi hâlâ atasının bedenindeydi. Eğer Levililerin kâhinliği aracılığıyla yetkinliğe erişilebilseydi – nitekim halk bu kâhinlik altında Kutsal Yasa’ya kavuştu – Harun düzenine göre değil de, Melkisedek düzenine göre başka bir kâhinin gelmesine ne gerek kalırdı? Çünkü kâhinlik değişince, Yasa da zorunlu olarak değişir. Kendisinden böyle söz edilen kişi başka bir oymaktan geliyor. Bu oymaktan hiç kimse sunakta hizmet etmemiştir. Rabbimizin Yahuda oymağından geldiği açıktır. Musa bu oymaktan söz ederken kâhinlerle ilgili bir şey söylemedi. Melkisedek benzeri başka bir kâhin ortaya çıktığından, bu söylediğimiz artık daha da açıktır. O, Yasa’nın soyla ilgili ön koşuluna göre değil, yok edilemez bir yaşamın gücüne göre kâhin olmuştur. Çünkü, «Sen Melkisedek düzenine göre sonsuza dek kâhinsin»diye tanıklık ediliyor.
Ayinde İncil (Luka 2:22-40)
Musa’nın Yasasına göre arınma günlerinin bitiminde Yusuf’la Meryem çocuğu Rab’be adamak için Kudüs’e götürdüler. Nitekim Rab’bin Yasasında, «İlk doğan her erkek çocuk Rab’be adanmış sayılacak» diye yazılmıştır. Ayrıca Rab’bin Yasasında buyrulduğu gibi, kurban olarak «bir çift kumru ya da iki güvercin yavrusu» sunacaklardı. O sırada Kudüs’te Şimon adında bir adam vardı. Doğru ve dindar biri olan bu adam, İsrail’in teselli edileceği zamanı özlemle bekliyordu. Kutsal Ruh onun üzerindeydi. Rab’bin Mesihini görmeden kendisinin ölmeyeceği ona Kutsal Ruh tarafından bildirilmişti. Böylece Şimon, Ruh’un yönlendirmesiyle tapınağa geldi. Küçük İsa’nın annesi babası, Kutsal Yasa’nın ilgili kuralını yerine getirmek üzere O’nu içeri getirdiklerinde, Şimon O’nu kucağına aldı ve Tanrı’yı överek şöyle dedi: «Ey Rabbim, vermiş olduğun sözü tuttun; kulun olan ben artık huzur içinde ölebilirim. Çünkü senin sağladığın ve tüm halkların gözü önünde hazırladığın kurtuluşu, ulusları aydınlatıp halkın İsrail’e yücelik kazandıracak ışığı gözlerimle gördüm.» İsa’nın annesiyle babası, O’nun hakkında söylenenlere şaştılar. Şimon onları kutsayıp çocuğun annesi Meryem’e şöyle dedi: «Bu çocuk, İsrail’de birçok kişinin düşmesine ya da yükselmesine yol açmak ve aleyhinde konuşulacak bir belirti olmak üzere belirlenmiştir. Senin kalbine de âdeta bir kılıç saplanacak. Bütün bunlar, birçoklarının yüreğindeki düşüncelerin açığa çıkması için olacak.» Aşer oymağından Fanuel’in kızı Anna adında çok yaşlı bir kadın peygamber vardı. Genç kız olarak evlenip kocasıyla yedi yıl yaşadıktan sonra dul kalmıştı. Şimdi seksen dört yaşındaydı. Tapınaktan ayrılmıyor, oruç tutup dua ederek gece gündüz Tanrı’ya tapınıyordu. Tam o sırada ortaya çıkan Anna, Tanrı’ya şükretti ve Kudüs’ün kurtuluşunu bekleyen herkese bu çocuktan söz etmeye başladı. Yusuf’la Meryem, Rab’bin Yasasında öngörülen her şeyi yerine getirdikten sonra Celile’ye, kendi kentleri olan Nasıra’ya döndüler. Çocuk büyüyor, güçleniyor ve bilgelikte yetkinleşiyordu. Tanrı’nın lütfu O’nun üzerindeydi