İşte güvey geliyor
“O gün Göklerin Hükümranlığı on erden kızı anımsatacak. Bunlar kandillerini alıp güveyi karşılamaya çıktılar. Akılsız olanlar yanlarına kandillerini aldılar, ama yağ almadılar. Akıllı olanlarsa kandilleriyle birlikte kaplarda yağ da aldılar. Güveyin gelişi gecikince hepsini uyku bastırdı, dalıp uyudular. “Gece yarısı yüksek bir ses duyuldu, ‘Güvey geliyor, onu karşılamaya çıkın!’ Bunun üzerine, erden kızların hepsi kalkıp kandillerini tazelediler. Akılsızlar akıllılara, ‘Yanınızdaki yağdan bize azıcık verin, kandillerimiz sönüyor’ dediler. Akıllılar, ‘Hem size, hem bize yetecek kadar olmayabilir’ diye yanıtladılar, ‘En iyisi satıcılara gidip gerekeni satın alın.’ Onlar yağ almaya giderken güvey geldi. Hazırlığı olanlar O’nunla birlikte düğün şölenine girdiler. Kapı da kapandı. “Az sonra, öteki erden kızlar da geldi. ‘Efendimiz, Efendimiz!’ dediler, ‘Bize kapıyı aç!’ O yanıt verdi: ‘Doğrusu size derim ki, sizi tanımıyorum.’ “Bu nedenle uyanık olun. Çünkü ne günü, ne de saati bilirsiniz.”
MATTA 25:1, 3-13 KKDEU
25:1-13 Bu benzetme, Güvey -Mesih- dönüşünü geciktirirken ruhsal olarak hazırlıklı olmanın gerekliliğini göstermektedir (5.ayet). Egemenlik genellikle Mesih ile Kilisesi arasındaki bir evlilik olarak tasvir edilir (bkz. 22:1-14 ve notu). Bu evlilik, çağın sonunda Güvey, Gelinini -Kilise’yi- sonsuz düğün şölenine götürmek üzere geri döndüğünde tamamlanacaktır.
Bu benzetme öncelikle yardımseverlik ve bağış verme erdemiyle ilgilidir, çünkü yağ ve “merhamet” Grekçede aynı köke sahiptir. Akıllı bakireler bu yaşamda yardımseverlik ve merhamet gösterenlerdir, akılsızlar ise Tanrı’nın armağanlarını kendi çıkarları için harcayanlardır.
Bütün bakirelerin uyuklaması ve uyuması ölüme işaret eder: Bu dünyada erdemliler kötülerle birlikte ölecektir. Gece yarısındaki haykırış, kötülerin doğrularla birlikte yargılanmak üzere dirileceği İkinci Gelişe işaret eder. Erdemlilerin yağlarını paylaşamamaları cömertlikten yoksun oldukları şeklinde yorumlanmamalıdır. Aksine, (1) kişinin kendi imanı ve erdemi olmadan cennete girmesinin imkânsızlığını ve (2) ölümden sonra kişinin erdem durumunu değiştirmesinin imkânsızlığını gösteren bir örnektir (bkz. Luka 16:26)
Bu öykünün ve bundan önceki öykünün (24:45-51) konuları, Kutsal Hafta’nın liturjik ilahilerinde, özellikle de Kutsal Pazartesi, Salı ve Çarşamba günlerinin troparyon ilahisinde, “İşte, Güvey gecenin yarısında geliyor. Uyanık bulacağı kula ne mutlu” diye başlayan ilahide bir araya getirilmiştir.