Aziz Altınağızlı Yuhanna’nın vaazlarından
Allah’ın vaat ettiği değerler, verilen sözlerin gerçekleşmesine engeller çıkarsa bile, hiçbir zaman ortadan kalkmaz. Nasıl ki Allah’ın varlığı sürekli ve değişmez ise aynı şekilde verdiği, sözler, gerçekleşmelerini engelleyemediğimiz taktirde sağlam ve sarsılmazdırlar
Birçok dalgalar ve tehdit edici fırtınalar tepemizdeler fakat biz kayalara dayandığımızdan boğulmaktan korkmuyoruz. Deniz istediği kadar kudursun, kayayı parçalayamaz. Dalgalar yükselsinler, İsa’nın kayığını batıramazlar. Acaba neden korkmalıyız? Ölümden mi? “Benim için yaşam Mesih’tir ve ölmek bir kazançtır” (Fil. 1,21). Ya sürgün? “Rabbindir yeryüzü ve içindekiler” (Mezm. 23, 1). Servetlerimize haciz konulması? “Çünkü dünyaya ne bir şey getirdik, ne de ondan bir şey götürebiliriz” (I. Tim. 6, 7). Bu dünyanın güçlerini hor görüyorum ve zenginlikleri beni güldürüyor. Yoksulluktan korkmuyorum, gözüm servetlerde değil, ölümden de korkmuyorum ve salt iyiliğiniz için yaşamak istiyorum. Bu nedenden dolayı güncel olayları anımsatıp, güveninizi kaybetmemenizi rica ediyorum.
“Nerede iki ya da üç kişi benim adımla toplanırsa, ben de orada onların arasındayım” (Mt. 18, 20) diyen Rabbi duymuyor musun? Yoksa bu denli kalabalık ve iyilik bağları ile birleşmiş bir halkın bulunduğu yerde varolmaz mı? Ben gücüme mi dayanıyorum? Hayır, çünkü rehini bendedir, verdiği söz yanımdadır: değneğim, emniyetim, rahat limanım budur. Tüm dünya sarsılsa bile kitabı elimdedir, sözlerini okuyorum. Emniyetim ve savunmam onlardır. 0 şöyle diyor: “İşte ben dünyanın sonuna dek her an sizinle birlikteyim” (Mt. 28, 20).
Mesih benimle birliktedir, kimden korkacakmışım? Tüm denizlerin dalgalan veya prenslerin öfkesi bana karşı gelseler de bunların tümü benim için bir örümcek ağından da değersizdir. İyiliğiniz beni alıkoymuş olmasaydı, bu günden başka bir yöne yol almakta hiç tereddüt etmezdim. “Rabbim senin istediğin olsun” (Mt. 26,42). Senin istediğini yapacağım, bunun ya da şunun isteğini değil. Benim kulem budur, budur yerinden kımıldamayan taşım, emniyetle dayanabileceğim değneğim. Allah bunu istiyorsa, iyi! Kalmamı istiyorsa, O’na teşekkür ediyorum. Beni nerede istiyorsa, orada O’na şükrederim.
Ben neredeysem, orada siz de varsınız. Siz neredeyseniz, orada ben de varım. Biz tek bir vücuduz ve baş gövdeden ayrılmaz, gövde de baştan. Ayrı isek bile iyilikle bağlıyız; ölüm bile bizi ayıramaz. Vücut ölecektir, oysa ruh yine de yaşayacaktır ve halkı anımsayacaktır. Siz vatandaşlarım, ailem, kardeşlerim, çocuklarım, uzuvların, vücudum, gündüz ışığından daha sevecen ışığımsınız. Güneş ışığı sizin iyiliğinizden daha neşeli bir şeyler verebilir mi bana? Işın şimdiki yaşamımda yararlı, oysa iyiliğiniz gelecekteki yaşamın tacını örüyor.