Ruhani Körleşme
Tanrı’nın sınırsız sevgisini hissetmemiz için son derece öğretici bir şekilde bir kez daha olanak veren çok karakteristik olaylardan biri, bugün bahsedeceğimiz, felçlinin İsa Mesih tarafından iyileştirilmesi örneğidir. Diğer yandan, maalesef her dönemde var olan “din bilginleri” mucizeyi görmek istemez, kardeşlerinin çektiği acıları anlamaz, Bağışçı Tanrı’ya minnet duymazlar. Hangi dine mensup olursa olsun, hangi ulusal geleneğe bağlı olursa olsun içinde az da olsa insanlık barındıran hangi insan, Tanrı’nın gerçekleştirdikleri karşısında mutlu olmazdı ki? Ancak, Yasa öğreticilerinin – ki dönemin insanlarını yönlendirenlerdi- kendi biçimciliklerine irrasyonel bir şekilde sarılmalarından ileri gelen körlükleriyle “İyilik eden” Tanrı’yı kınadıklarını bir kez daha görüyoruz.
İsa Mesih’in daveti
İsa Mesih, vaazıyla, öğretisiyle, duruşuyla sevgiyi öğretmeye ve her cenahtan insana en yüce erdemin sevgi olduğunu ikrar etmeye geldi. “Din binginleri”, hem o dönemdekiler hem günümüzdekiler, İsa Mesih’in şenliğine iştirak etmeyi arzu etmiyor, Tanrı’yı sevmedikleri gibi insanı da sevmiyorlar. Tek sevdikleri ve arzuladıkları kendi hakları ve menfaatlerine olan paranoyakça ısrarlarıdır. İsa Mesih, üç yıllık faaliyetleri ve öğretisi süresince her durumda, büyük bir incelikle, onları bilinçlenmeye ve tövbeye davet etmek istedi. İsa Mesih’in başından beri arzusu tüm insanların kurtulması ve gerçeğin farkına varmasıydı ve bugünkü arzusu da aynıdır. İsa Mesih, Tanrı ve Baba’nın iradesine sadık kalarak bu yolda çile çekti, hakir görüldü ve çarmıha gerildi.
Din binginlerin arzusu ne kendi kurtuluşları ne de dünyanın kurtuluşuydu; onların arzusu, insanın en aziz arayışından yani insanın gerçek Tanrı ile birleşmesinden istifade ederek elde ettiklerini sandıkları kazancın kurtuluşuydu. Oysa Rab’bimiz, dünyayı, kendi kendilerini atamış sözde kurtarıcıların yani Din binginlerin dayattığı sahte kurtuluştan kurtarmaya geldi. Rab’bimiz, Din binginlerin o güne kadar Tanrısal özellikler atfettikleri kazançtan çok daha farklı bir kazanç sunmaya geldi: bir başkasının hayatına iştirak ederek elde edilen kazanç. Acı çeken bir hastanın rahatlatılmasının, daha önce hiçbir zaman bir oyuncağa sahip olmamış yoksul bir çocuğun gülüşünün ve mutluluğunun, onu hapishaneden ziyaret edecek kimsesinin olmadığı düşünen bir mahkuma umut olmanın getirdiği kazançtan.
Bizim cevabımız
İsa Mesih bugünkü müdahalesi aracılığıyla, ki bu müdahale en canlı vaazdır, bizi bu unutulmuş kazancı hatırlamaya, üstünde çalışmaya ve arzulamaya, aynı zamanda da, Din bilginlerin ahlak kurallarının küçük ya da büyük taklitçileri olmamaya davet ediyor. Rab’bin müdahalesinin mucizesini gündelik olarak hem kendi hayatlarımızda hem de kardeşlerimizin hayatlarında yaşıyoruz. İnsanlığımızın kurtarılması, ki bugünkü hayat şartları göz önüne alındığında bu hiç de kolay başarılacak bir şey değildir, sadece bizim kardeşimize yaptığımız bir iyilik değildir. Esasen tam tersi şekilde işleyen bir eylemdir. Yani fayda sağlayan kendimizizdir. O zamanlar var olan ve hala da hüküm süren, maalesef çoğunlukla da bu dünyanın reisleri olan eğitmenler tarafından verilen anlayış, toplumsal, maddi ve parasal kazancın ahlaki ve ruhani düzlemde pek çok hasarı örtebileceğidir.
Ama bu şekilde, tüm yukarıda bahsettiklerimiz kanun ve veri haline geliyor, kimsenin aklına başka bir yolu denemek gelmiyor ancak son kertede ulaşılmaya çalışılan amaç, Tanrı’nın iradesine uygun şekilde yol alan ve gerçekten insan olmanın şuuruyla hareket eden insanoğlunun kendisidir. Günümüzde hüküm süren tembellik ve tatil ruhuna rağmen, ki keşke kardeşlerimizi sert bir şekilde eleştirmeden önce herkesin tatil yapma imkanı olsa, hepimiz içimizdeki alçakgönüllü ve kendini eleştiren insanı, İnsansever Efendi İsa Mesih’e dua eden o insanı aramaya devam edelim.
Arhim. A.A
30.Rabbin Sesi broşüründen çevrilmiştir. 24.7.2022