Servetini bin bir şekilde dağıt
Haydi! Servetini bin bir şekilde dağıt, mutsuzlar için yaptığın masraflarda eli açık ve muhteşem ol.
Beni dinleyen sen, toprağın yaptığı gibi yap. Onun gibi ürün ver, cansız doğadan aşağı görünme. O, ürünlerini onlardan kendisi yararlanmak için değil, sana hizmet için besliyor. Sen ise aksine, gösterdiğin iyilikseverliğinin bütün ürünlerini kendin için topluyorsun, çünkü hayır işleri dolayısıyla hak edilen ödül, iyilik yapanlara aittir. Sen aç olana verdin, fakat verdiğin şey sende kalıyor ve hatta faizi ile birlikte sana geri geliyor. Nasıl ki buğday toprağa düştüğü zaman onu eken kimseye iyilik sağlarsa, aynı şekilde karnı aç olan kimseye sunulan ekmek daha sonra sana çok yarar sağlayacaktır. Toprağı işlemeyi bitirdiğinde, semavi ekinler başlayacaktır. Kutsal Kitabın dediği gibi, adalet tohumları elcin.
İstemesen de, paranı bu dünyada bırakacaksın. Aksine, çevrende toplanmış bütün bir halk, ortak Yargıcın önünde sana, geçim sağlayan, iyilik yapan, diyerek, insanlara karşı iyiliği niteleyen bütün ünvanları sana verdiğinde, yapılmış iyi işlerle hak edilen şerefli Efendi’nin önüne götüreceksin.
Tiyatroda, servetlerini boks şampiyonlarına, komedyenlere, vahşi hayvanlarla mücadele eden ve manzarası bile insana tiksinti veren insanlara atan kimseleri görmüyor musun? Onlar bu israfı bir anlık böbürlenme için, kalabalığın bağrış ve alkışlamalarını kazanmak için yaparlar. Sen ise, sana o kadar büyük bir şeref sağlayacak masrafı mı kısıyorsun? Allah seni onaylayacak, melekler seni alkışlayacak, dünyanın yaradılışından beri bütün insanlar seni çok mutlu olarak ilan edeceklerdir. Geçici servetleri iyi bir şekilde kullandığından dolayı seni ödüllendirmek için sana ebedi şan ve şeref, adalet tacı Göklerin Krallığı verilecektir. Fakat bütün bunlar seni lakayt bırakıyor ve buradaki kimselere bağlılıktan dolayı ümit etmen gereken zenginlikleri küçümsüyorsun. Haydi! Servetini bin bir şekilde dağıt, mutsuzlar için yaptığın masraflarda eli açık ve muhteşem ol. O zaman senin için şöyle diyeceklerdir, yoksullara avuç dolusu veriyor, onun adaleti ebediyen kalacaktır.
Zengin olan ve yoksulu iten sen, velinimetin olan yoksula karşı ne kadar müteşekkir olmalısın, sana verilen şereften dolayı ne kadar sevinçli ve gurur içinde olmalısın, çünkü başkalarının kapısına gidip istemek ihtiyacında değilsin, zira başkaları senin kapını kuşatıyorlar. Fakat asık suratlı ve yanına varılmazsın. En ufak bir sadakayı elinden çıkarmak zorunda kalmamak için bütün karşılaşmalardan kaçıyorsun. Sadece tek bir söz biliyorsun: “hiç bir şeyim yok, hiç bir şey vermeyeceğim, çünkü yoksulum.” Evet, yoksulsun, hiç bir malın yok; sevgi fakirisin, iyilik fakiri, Allah’a iman fakiri, ebedi umut fakirisin.
Aziz Vasilius’un Zenginlik Üstüne Vaazlarından
Kaynak: Meryemana.net