Tufandan önce putperestlik var mıydı?
Yaratılış Kitabı’na göre, tufandan önce yeryüzünde yaşayan iki “kabile” olduğunu biliyoruz. Biri Kayin’in soyundan gelenler, diğeri ise Şit’in soyundan gelenlerdi. Bir süre boyunca bu iki kabilenin farklı hayatları vardı, ayrı ve birbirinden uzak yerlerde yaşadılar; nitekim Kayin, işlediği cinayetten sonra Naid ülkesine taşınmıştı. Kayin’in kabilesi baştan beri dinsiz ve ahlaksızken, Şit kabilesi dindar ve ahlaklıydı. Bu nedenle Kayin’in soyundan gelenlere “insan”, Şit’in soyundan gelenlere ise “Tanrı’nın oğulları” denir. (Yaratılış 6: 2).
Yaratılış Kitabı, bu iki kabile karışmadığı halde, bir süre sonra, “Tanrı’nın oğulları”nın ahlakının gevşediğini ve Kayin’in kabilesinden gelin alıp evlenmeye başladıklarını, bu nedenle ahlaksızlığın yaygınlaştığını açıklar.
Böylece Kayin’in soyundan gelen insanların tüm günahkar alışkanlıkları yaygınlaştı. Mesela devler ortaya çıktı.
“Devler”, büyük boyutlu insanlar anlamına gelmez, ancak devlere benzer davranışlara sahip silahlı insanlar, savaşçılar ve avcılar anlamına gelir, ve böylece söz konusu iradelerini silahlarla başkalarına empoze ederler.
Dolayısıyla, silahlı güçlerin geri kalanı ezdiği dayatılan ilk iktidar biçimlerini görmekteyiz. Karma evliliklerle “devler” yani tiranlar, Şit kabilesinde gözlemlenir, saygısızlık, zorbalık ve yozlaşma yaygınlaşır. İnsanlığın baş belası, savaş ortaya çıkar.
İşte Nuh’un zamanında gördüğü durum budur: “RAB baktı, yeryüzünde insanın yaptığı kötülük çok, aklı fikri hep kötülükte.”
Dolayısıyla Nuh’un ailesi dışında tüm insanlıkta günah, insanın zayıflığı sonucu değil, bir yaşam biçimi seçiminin sonucudur.
Yaratılış Kitabı, Nuh’tan önceki dönemde, diğer tanrılara tapınma anlamında putperestlikten açıkça bahsetmez. Ancak yozlaşmanın hüküm sürdüğü ve savaşın baş gösterdiği andan itibaren, “insanların aklı fikri hep kötülükte”dir. Sonuç olarak, insanların kalplerinde Allah’a olan inancın -açıkça belirtilmese de- başka bir şey ile değiştirildiği ve doğal olarak ibadet ihtiyacının başka bir ibadet şekli ile giderildiği sonucuna varıyoruz.
Habil ve Kayin zamanından beri, kurban kesmenin bir ibadet şekli olduğunu biliyoruz. Nuh, gemiden çıkar çıkmaz, yaptığı ilk şey bir sunak inşa etmek ve Tanrı’ya kurban sunmaktı. Dolayısıyla onun zamanının insanları başka tanrılara kurban sunmuş olabilir. Ayrıca, manevi boyutta boşluk olmadığı için, Allah’ın kovulduğu bir boşluk, otomatik olarak şeytan tarafından işgal edilir ve bu durumda Allah’a ibadet yokken, diğer ibadet biçimleri ortaya çıkar. Bunlara en geniş anlamıyla paganizm (putperestlik) diyebiliriz.
Tufandan önce putperestlik var mıydı?