/ Makaleler / Astroloji

Astroloji

 

Astroloji

Kısa bir zaman önce, konuşma fırsatı yakaladığımız Peder Arsenios ile astrolojiye ilişkin olarak sapkınlık konularında tartışmak üzere Halkidiki Vatopedi’de Aziz Arsenios Manastırı’nda bir araya geldik. Hepimizi ilgilendiren yapıcı bir tartışma.

-Peder Arsenios, son yıllarda astroloji insanların hayatına temelli olarak nüfuz etti. Bu konu hakkındaki düşünceleriniz nedir?

-Hayatımıza girmesi için büyük bir çaba sarf ediliyor ve tabi ki de bu bir tesadüfün sonucu değil. Ciddi bir sorun ve bunda kitle iletişim araçlarının sorumluluğu büyüktür. Toplum, kelimenin tam anlamıyla astroloji reklamı yapan mesajlara boğuluyor.

-Hayatımıza girmesi için büyük bir çaba sarf edildiğini ve bu çabanın bir tesadüf olmadığını ifade ettiniz. Acaba tam olarak neyi kastediyorsunuz?

Size bu konudan bahsedeyim. Astroloji, dini bakımdan incelendiğinde, kesinlikle nötr bir yapıya sahip değildir. Tamamen doğaüstü, daha geniş anlamda ise okült1 bir anlayışa entegre edilmiştir. Astrolojiye inanan birey karmaya ve reenkarnasyona dair inanç taşıyor. Söz konusu reklamlarda da gördüğümüz üzere “medyum, astrolog, ruh araştırmacı, tarot kağıtları” gibi karakteristik isimler taşıyor. Günümüz algısına denk düşen, en uygun ifadeyle her şey dahil “Paket”. Ayrıca unutmayalım ki, Mesih karşıtı “Yeni Çağın Aquarius’u” astrolojide temelleniyor. Dolayısıyla insanları inandırmaya çalışan bu karanlık ağ da bizlere astrolojiyi işaret eder. En başından vurgulamamız gerekiyor ki, astrolojiye inanmak, Ortodoks öğretimiz ile kesinlikle uyuşmaz. Yani bir Hristiyan aynı anda paralel olarak astrolojiye inanamaz. Kutsal Kitap da bunu ifade eder. Büyü ve kehanet gibi astrolojiyle uğraşmakta ısrarcı davrananlar, Kilisemizin kutsal kanunlarının öngördüğü üzere eğitici cezalar alıyorlar. (epitimia) Bu yolda devam edenler ise kendilerini Kilise’den ayırıyorlar. (aforizmos)

Peder Arsenios, astrolojinin inanış biçimi olarak neyi esas aldığını izah edebilir misiniz?

Astroloji, birisi doğduğu zaman yıldızların konumlanışına göre, bireyin kişiliğini belirleyen silinmez bir işaret konulduğuna dair inanışa sahip. Yıldızların konumu bireyin geleceğini önceden yazmış oluyor ama bunun nasıl gerçekleşeceği yönünde bir bilgi sunmuyor. Güya yıldızların yerine getirdiği varsayılan, telaffuz ettiğimiz üzere “inanılan” ne çeşit bir etki. Tanrı’yı reddeden, doğayı tanrılaştıran, ökültizm ve antik paganizmin inancı. İnsanla ilgilenen bir tanrının varlığına ne de insanın özgürlüğüne inanıyorlar. Kör ve kişiliği olmayan bir düşüncenin her şeyi yönlendirdiğine inanıyorlar.

-Söz konusu olay, kısmet anlayışı gibi düşünülebilir mi?

-Aynen. Ve elbette ki, bir batıl inanç söz konusu. Bilindiği üzere astroloji, 16. Yüzyılda Batı dünyasının Rönesans yıllarında zaten astronomi biliminden ayrılmıştı. Astroloji, hiçbir bilim insanının kabul etmediği yer merkezli sistem teorisinde, astronomi güneş merkezli sistem teorisini benimsemişti. Astrolojiyi kabul eden hiçbir astronom bilimci göremezsiniz, ama tam aksine, uluslararası astronomlar meclisinin astrolojiyi şarlatanlık ve batıl inanç olarak yargılayan kararları vardır.

Tüm bunlara rağmen astrologlar hem eğitimci unvanıyla takdim edilmekte ve yine aynı unvanla bilinmekteler.

Bu tamamen sahtekarlık. Dünyanın tanınan hiçbir üniversitesinde astroloji eğitimi ve astroloji diploması verilmiyor ama örneklerini göreceğimiz gibi birtakım durumlar yaşanıyor. Astrologlar, Yunanistan’da veya yurtdışında Enstitü, Akademi, Master Programı gibi gösterişli isimlerle dernekler kuruyorlar ve tuhaf bir şekilde yine aynı bireyler, Başkanlar, Genel Sekreterler vb. birbirlerine unvan ve diplomalar veriyorlar.

-Peki ya birisi astrologların öngörülerinin nasıl “çıktığına” dair soru sormuş olsaydı.

-Sormuş olduğunuz soru konumuzun kilit noktasını oluşturuyor ve size bunun yanıtını vereceğim ama astrologların öngörülerinin gerçekleştiği doğru değil. Sahtekarlık durumları dışında, bir de “kendi kendini gerçekleştiren peygamberlik” durumu söz konusu. Yani, astrolog sana hastalanacağını söylüyor ve sen hasta gibi davranmaya başlıyorsun. Böylece sen durumunu buna göre adapte ediyorsun ve “peygamberlik” otomatikman kendisini gerçekleştirmiş oluyor. Tamamlanmadığı zamanlarda ise astrolog sana senin olumsuz tutumundan dolayı öngörünün “çıkmadığını” söylüyor. Yani her durumda astroloğun “öngördüğü” gibi oluyor.

-Yani Pythia’nın kehanetleri gibi bir şey mi?

-Aynen. Astrolojik dil (burçların dili) astrolog her durumda olayın içinden “yağ gibi çıkması” için güvenlik vanalarıyla doludur. Eğer dikkat ederseniz “belki”, “olabilir”, “eğilimin var”, gibi sözcüklerin burçların dilinde aşina olunduğunu görebilirsiniz. Ayrıca herkesin kabul edebileceği genel gerçeklerden de bahsediliyor. Hatta astrolog burçları yorumlarken yöneldiği kişinin gururunu okşuyor ve onun gönlünü hoş tutmaya çalışıyor.

Ayrıca ifade etmeliyiz ki bütün astroloji, mantıksal ve bilimsel bir yanlışta temelleniyor. Mantık Biliminde “mantıksal safsata” dediğimiz bir çıkarım var. Şöyle ki, gökyüzünde birbiri arasında hiçbir öneme sahip olmayan bazı yıldızları birbiriyle ilişkilendiren astrolog, (yıldızlardan biri bize daha yakın, bir diğeri oldukça uzak olabilir), onlara kendi hayal gücüne uygun biçimde şekiller ve isimler verir. Örnek vermek gerekirse, “bu kişi aslan burcudur diyor astrolog.” Bahsettiği kişinin doğum saatinde eğer güneş bu burçtan geçtiyse, işte o zaman bahsedilen kişi de aslan karakterini almış oluyor. Yıldızlara birtakım anlamlar yükleyen astrolog, bu burca ait olan ne kadar özellik varsa bireyin karakteristiğini oluşturduğunu kendi hayal gücüyle göstermiş oluyor. Görüyorsunuz ki apaçık biçimde mantıksal yanlış ve “mantıksal safsata” söz konusu.

Ama herhangi birisi kendi hayal gücünü kullanarak yıldız takımlarına başka isimler de verebilir. Örneğin günümüzde yay ve ok kullanmıyoruz, öyleyse yay yıldız takımı diye adlandırmamız imkânsız olurdu. Günümüzde Onu farklı bir biçimde adlandırmış olacaktık.

Temelde bir tür büyülü ilkel düşüncedir. Astrolojide astrologların kurbanlarını ikna etmesine yardım eden başka bir şey daha var. Söz konusu bu teknik çok yönlüdür. Örneklemek gerekirse, Koç burcundan olanlara burcun sahip olduğu bazı karakteristik özelliklerle bağdaştırarak senin de aynı yönde davranış göstermeni, benzer eğilimleri ortaya çıkarmanı bekliyor ve sana: “sen Koç burcu olmalısın” diyerek tahminde bulunuyor.

Eğer hayır yanıtını verirsen, sana “Ay’ın nerede olduğunu?” (“nerede?” diye sorulmasıyla kastedilen, doğduğun zaman Ay’ın hangi burç döngüsünde bulunduğu) soruyor. Söylediklerinizden Koç’ta olduğu anlaşılıyorsa, size “gördün mü? onu buldum” diyor. Eğer bilmiyorum dersen sana, Koç- olman gerektiğini söylüyor. Eğer başaramadıysa, daha başka tahminler öne sürmeye devam edecektir.

Öte yandan, çok az kişi astrologların “bilimsel” bir burç için ortaya koyduğu gereklilikleri yerine getirmek için çok az kişi doğum yerini ve tarihini tam olarak biliyor. (Elbette onların algısına göre “bilimsel”.)

-Sonuç olarak, tüm bu tartışmanın bir anlamı olması açısından, birisi geleceği görebilir mi?

Kilisenin bu konudaki öğretisi gayet açık: İnsanın özgürlüğünü hükümsüz kılmaksızın, yalnızca her şeyin bilgisine sahip olan Tanrı, geleceği bilir.

Geleceğin bilgisine ne şeytan, ne kötü ruhlar, ne de astrologlar sahip olabilir.

İşini iyi bilen” okültizm konularında ilerlemiş astrologlar, geçmiş veya bugünün olayları hakkında iş birliği yaptıkları şeytanlar tarafından bilgilendiriliyorlar – ve her kötü ruh – için çağırdıkları özel saatler ve kelimeler var. Astroloji elbette hafif “ruhsal uyuşturucu” olarak eyleme geçmeye, daha geniş doğaüstü alana geçiş yapmaya, belki de devamında daha sert “ruhsal uyuşturucu” biçiminde hareket etmeye alışıktır.

-“Ruhsal uyuşturucu” terimiyle neyi kastediyorsunuz?

-Kullanıcılarını – uyuşturucu kullanımında bilindiği üzere – aşamalı olarak tamamen bağımlı hale getiren, uluslararası arenada da kabul gören ve kullanılan bir terim. Astrolojinin sadık taraftarı, eğer önceki astroloğuna başvuramaz, tavsiyelerini alamazsa yaşamında adım atamaz hale geliyor. Astrolojiyle uğraşmanın sonuçları genellikle ciddi derecede rahatsızlıklara ve tehlikelere neden olmaktadır. Bundan dolayı da “meraktan” olsa dahi ilgilenmeye başlayacak birey, bu ihtimalleri göz önünde bulundurarak her bir ayrıntıyı çok iyi düşünmeli.

Ama işin içinde bir de dolandırıcılık faktörü var, değil mi?

Tabi ki de. Böyle bir gerçeklik söz konusu. Size çokça bilinen bir kanıt sunayım. Astrologların çıktığı televizyon programlarında yayın esnasında, “varsayımsal ve örnek telefonlar ile bantlanmış yayını takip edin” yazan (güya canlı yayın), tanıtım yazısı geçen yayınlar var. Aynı şey iskambil kağıtlarına bakılan gösterilerde de sergilenir. Kurnaz insanlar böylece fahiş telefon görüşmeleri faturalarından yararlanırlar.

-Hangi sebeplerin insanları astrolojiye ittiğini düşünüyorsunuz?

Ben de tam buna değinecektim. İnsan nerden geldiğine, nereye gittiğine, yaşamın anlamına, yaşamın ne olduğuna dair bilme ihtiyacı hissettiği, varlığına dair sorulara yanıt vermek amacıyla hareket ettiği ama doğru yola girmediği ve doğru yanıtlar bulamadığı zaman, okültizmin tehlikeli adımlarında yürümeye ve astrolojiyle ilgilenmeye başlıyor. Bunun yanı sıra, birçok insan çözüm noktasında kolaycılığa kaçmak istiyor veya bazıları için ise özgürlük bir ağırlık. Diğerleri de (söz konusu durumda yıldızlar) bunlar için karar vermeyi tercih ediyorlar.

-Peder Arsenios, söz konusu olgu veya sorunları ortadan kaldırmak için öneriniz ne olacaktı?

-Sadece bilinçli ve özümseyerek Kilise Topluluğunda bulunan kişi tüm bu doğaüstücü anlayışlardan ve tehlikelerden korunaklı hale gelebilir.

Ama aynı zamanda Devlet sorumluluk sahibi olmalıdır. Devlet kanalları aracılığıyla ve aleni bir şekilde okültizm reklamı yapılması tam manasıyla bir skandal.

-Şimdi bir başka soruya geçelim. Burçların yer değiştirmesi ve hareket etmesine dair bu söyledikleri şey tam olarak nedir?

Bu, tüm yapıları yerle bir ettiğinden telaffuz edildiği gibi astrologlara zorluk yaratan 13. Burç. Dolayısıyla, astrologlara göre, filanca bir burca ait olanlar, gerçekte buna değil, bir sonrakine aittir. Yani tam bir kargaşa. Demek ki astrologlar için kötü haberler var. Tüm bunlara rağmen, dünyanın yorumlanması etrafında zihni karışık ve Tanrı’dan uzak yaşayan insanlara yöneldiği için, astroloji, hız kesmeden ilerleyişine devam ediyor.

-Birçokları büyücülerin ve astrologların kurbanı olmadığını söylüyor. Onların sorunu, servete düşmeleri ve onu yemeleri. Peki ya bunun için ne söylerdiniz?

-Öyle değil. Daha geniş boyutları olan bir problem. Bir başkası ve sorunları için Hristiyanca bir davranış olmayan kayıtsızlığın ötesinde, bunu diyenlere şunları söylerdim: Varsayalım ki çocuklarınızın öğretmeni astroloji bağımlısı. O zaman çocuklarınıza eğitim veren öğretmen, burçları analiz ettiği kadar çocuklarınızın eğitimi için pedagojik bulguları o kadar da ciddiye almayacak. Haliyle, çocukların bu kafası karışık öğretmen tarafından astroloji ve okültizm alanına çekilme ihtimali var.

Aynısı astroloji meraklısı bir doktora denk geldiğinizde de geçerli. Burçlara duyarlılık gösterdiği kadar, kan ve röntgen analizleriyle ilgilenmeyecektir.

Aynısı burçları işleyerek ve astrologların tavsiyelerinin temsilcisi olarak iç ve dış politik meselelerde yer alan astrolojinin politikacı taraftarları için de geçerli. Astroloji, görüldüğü üzere, sadece “saf” yerine koyduğu kurbanları için ciddi sorunlar yaratmıyor ama hepimizin bugünü ve geleceği için ciddi bir tehlike oluşturuyor.

-Son derece ilgi çekici bu söyleşiyi kapatırken, bizlere iletmek istediğiniz başka bir mesajınız var mı?

-Bir dahakine birisi bize “burcun ne?” sorusunu yönelttiğinde, ona “ben hayvan değilim, insanım” (burç ζωόδιο antik Yunancada küçük hayvan anlamına gelir) yanıtını verelim.

Şunu da dikkate almamız gerekiyor. Günlük olarak gazetede “yıldızlarınız ne söylüyor” sayfasını okumaya zaman ayıran astroloji meraklıları (bu sayede yavaş yavaş özgür kölelere dönüşüyorlar), eğer aynı zamanı Kutsal Kitap’tan bir sayfa okumak için ayırırsa veya manevi faydası için Kitap, ya da kendilerini duaya adarlar ise, yaşamları tamamen değişebilir ve o zaman gerçek anlamda özgürlüğü bulabilirler.

 

Peder Arsenios Vliagkofti’nin gazeteci Theodoros Duka’ya verdiği röportaj PARAKATATHİKİ Dergisi, 2003 Mayıs-Haziran, 30. Sayı

1 Okült, bilimsel yöntem dışındaki yollar ile “gizli” bilginin araştırılması demektir.

 

Astroloji