Bir bardak suyla
Okulun kapısının önünden geçerken Vasilis’in gözleri kıpkırmızıydı. Vasilis, çelimsiz ve cılız bir ortaokul çocuğudur ve Kongo’nun yetersiz beslenen bütün çocukları gibi, o da yaşından çok daha küçük gösteriyor. Rahibe Aggeliki, Vasilis’in kendisine doğru koştuğunu gördü ve endişelendi. Tabii burada Kananga’da, tüm çocukların gözlerinin beyazında bir kırmızılık vardı ve bu kırmızılık kapkara tenlerinden dolayı daha da belirginleşiyordu. Rahibe Aggeliki, Ortodoks misyonerlik faaliyetine hizmet etme arzusuyla, misyonerlik eğitim kurumuna ilk geldiğinde, bütün çocukları ağlamış gibi görünüyordu. Ama bugün Vasilis’in gözleri gerçekten ağlamıştı. Rahibe Aggeliki o zaman, yaklaşık bir sene önce yapılan toplu bir Vaftizden sonra, Vasilis’in ona korkarak ve tereddütle yaklaştığını ve gözlerinde heyecanla şunu sorduğunu hatırladı:
-“Rahibe, Vaftiz olma sırası bana ne zaman gelecek?”
Rahibe Aggeliki çocuğa soran gözlerle bakmıştı:
-“Ama sen Vaftiz olmayı talep etmedin ki küçüğüm,” dedi şefkatle Vasilis’e.
-“Bilmiyordum Rahibe, talep etmem gerektiğini bilmiyordum Rahibe… Şimdi Vaftiz olabilir miyim?”
Rahibe ona Vaftiz olması için ailesinin de onayının gerektiğini söylediğinde çocuk, bu cevaptan rahatsız olduğunu belli eden bir ifadeyle yüzünü buruşturdu.
-“Neden onları bu işe karıştırıyorsunuz ki?”
Ancak bu engel aşılamazdı. Rahibe, Vasilis’e ailesinin onayı olmadığı takdirde, Vaftiz olmak için reşit olmayı beklemesi gerektiğini söyledi. Nasıl becerdi bilinmez ancak Vasilis sadece birkaç gün içinde ailesini onay vermeye ikna etti. Vaftiz olup Vasilios adını aldığı andan itibaren, aynı çocuk değildi! Mutluluktan uçuyordu! Yüzü sürekli parlıyordu! Ta ki birkaç hafta sonra aynı endişeli bakışla Rahibe Aggeliki’ye gelene kadar:
-“Rahibe Aggeliki, kız kardeşim çok hasta, ölecek…”
-“Çok üzgünüm!” dedi Rahibe Aggeliki şefkatle.
-“..ve üstelik kardeşim Vaftiz olmadı,” diye devam etti küçük çocuk. “Onu nasıl Vaftiz edebiliriz?”
-“Kardeşin Vaftiz olmak istiyor mu?” diye sordu Rahibe.
-“Kardeşim bu işleri bilmez. ‘Ulusların Işığı’ misyonerlik okuluna gelmiyor ki. Peki Vaftiz olmadan mı ölecek? Bu çok trajik değil mi?”
-“O’nun için dua edelim ve belki İsa Mesih onu aydınlatır,” demişti Rahibe Aggeliki çocuğa.
Bugün Vasilis’in gözleri trajik bir olayın habercisiydi. Gözlerinde yaşlarla Rahibenin kollarına bıraktı kendisini.
-“Rahibe Aggeliki! Kardeşim öldü.”
-“Üzgünüm Vasili,” dedi Rahibe ve onun kıvırcık siyah kafasını okşadı.
-“Bir şey yaptım.. ama doğru muydu bilmiyorum, belki de yanlıştı. Kardeşim iki gündür o kadar güçsüzdü ki gözlerini bile açamıyordu. Onun öldüğünü görüyordum ve onun için İsa Mesih’e yalvarıyordum. Kardeşimin alnını okşadım ve ona ‘Vaftiz olmak ister misin?’ diye sordum. O bana cevap vermedi. Sorduğumu duymuş muydu bilmiyorum. Sonra onu biraz sarstım ve tekrar sordum: ‘İsa Mesih seni seviyor ve seni kurtarmak istiyor. İsa Mesih seni yanında, kimsenin ölmediği göklerde tutmak istiyor. Vaftiz olmak istiyor musun?’ Kardeşim gözlerini hafifçe araladı ve evet demek istermiş gibi başını salladı. O zaman yatağının yanındaki su dolu bardağı aldım, onu ıslattım ve şöyle dedim: ‘Peder’in, Oğul’un ve Kutsal Ruh’un adına’. Yaşlı rahibimiz eskiden, gerektiğinde bunu yapabileceğimizi söylemişti. Yapabiliriz değil mi? Sonra da kız kardeşim öldü. Ama bilemiyorum… Lütfen bana söyleyin Rahibe Aggeliki! ‘İyi yaptım mı?’.. Bu soruyu gözlerinde yaşlarla, Rahibenin kollarını sıkarken soruyordu. Ancak Rahibe Aggeliki cevap veremiyordu. Tanrı’ya hamt etmek, ama daha çok da Vasilis gözyaşlarını görmesin diye, bakışlarını gökyüzüne çevirmişti.
Ortodoks misyonerlik okulunun İlköğretim müdürü Anastasia Ganaropoulou’dan duyduğum haliyle aktaryorum. (“Apolitrosis” dergisinden alıntılanarak tercüme edilmiştir)