/ Makaleler / Hare: Neyi sembolize ediyor ve onu neden Azizlerin ikonalarında görüyoruz?

Hare: Neyi sembolize ediyor ve onu neden Azizlerin ikonalarında görüyoruz?

 

 

Kiliseleri donatan aziz ikonlarında azizler Harelerle betimlenmiştir. Dolayısıyla hepimiz, az ya da çok, hareyi aziz imgesiyle ilişkilendirmişizdir. Peki ama bunun nedeni nedir?

 

O halde, harenin hagiografideki manasının ne olduğunu görelim. Ortodoks inancımızın doktrininde ışık birincil bir yer tutmaktadır. Elbette, burada duyularımızla görülen, yaratılmış  ışıktan bahsetmiyoruz; sözkonusu ışık,  İman İkrarında’da itiraf ettiğimiz gibi, yaratılmamış, sonsuz, Işıktan Işıktır. Kendisini ışık olarak imanlılara açıklayan Mesih’tir. Yaşamlarıyla yaratılmamış Nuru görmeye hak etmiş olanlara açıklayan O’dur. Tüm kilise sanatı bu vahiysel gerçeği, Tanrı’nın ışık olduğunu ve ışık olarak Kendisini aziz olanlara açıkladığını vurgular.

 

Bu ışık ikona çiziminde tasvir edilen kişinin kutsal başının etrafında bir ışık tacı olarak ifade edilir. Bu taç, kişinin bu yaşamdan Üç ve Bir Olan Tanrı’nın arındırıcı, aydınlatıcı ve kutsallaştırıcı faaliyetlerine paydaş olduğunu gösterir.

 

Harenin pagan kökenleri vardır ve daha sonra Hıristiyan sanatına dahil edilmiştir. Güneşin sembolü olarak Mısır’da, daha sonra Budizm’de ve oradan da Roma’da karşımıza çıkar. Örneğin, Büyük Konstantin Kemerinde İmparator Trayan’ın başını bir Hare çevrelemektedir. Ama daha sonra, özellikle yedinci yüzyıldan itibaren, birçok Arapça el yazmasında da yer almıştır. Pek çok Batı ikonasında, onları karakterize eden sekülerlik nedeniyle tasvir edilen kişinin kutsallığını belirtmek için Hare gerekliyken, Ortodoks ikona resminde tasvir edilen kişinin kutsallığını tüm duruşlarından da anlayabiliriz. Yeraltı mezarlarının freskleri, İsa ve Meryem Ana ikonaları gibi birçok eski Hristiyan  ikonalarında, dokuzuncu yüzyıla ait lahitlerde ve Selanik’teki Aziz Dimitrios kubbesinin mozaikleri gibi bazı mozaiklerde Harenin tamamen bulunmadığını bile fark ederiz.  

 

Hristiyanlar Hareyi kullanmaya başladıklarında, onu sadece kutsal figürlerin değil, aynı zamanda Santa Maria Maggiore’de olduğu gibi Hirodes, Aziz Vitalius, Yustinianus ve Theodora  gibi güç sahibi kişilerin de ayırt edici bir işareti olması için kullandığı görülmektedir. Daha genel olarak, Bizans’ta kraliyet üyeleri Hareyle resmedilir.

 

Ortodoks ikonografisi için Hare, kişinin ışığın kaynağı olan Tanrı ile birliğinin sembolü olarak kullanılmaktadır.

 

Hare azizin tüm vücuduna değil sadece başına yerleştirilir, çünkü beyin insanın en değerli organıdır, tüm duyuların kendisine yöneldiği ve tüm duyuların kendisinden kaynaklandığı, düşüncenin ve aklın merkezidir. Bu yaratılmamış ışığın nüfuz ettiği ikona figürleri Tanrı’nın yaşamına gizlice katılırlar, çünkü Nissalı Aziz Gregory’ye göre, “bu ışık sayesinde O’na yaklaşan ruh ışık olur”.

 

Batı’da bu sembolün ruhani doğası tamamen yanlış anlaşılmıştır. Azizlerin başlarının üzerine ve ötesine çizilen elips şeklinde, dairesel bir çelenk şeklini almıştır. İçinden yayılan bir parlaklık olarak tasvir edilir.

 

Hare için genellikle kullanılan renk altın ya da sarıdır. Özellikle altın, diğer renklerin aksine, hafif olduğu için ışıktan zarar görmez. Ayrıca, malzemenin kalınlığı ışığın yokluğunu ima eder ve yoğun parlaklık da ağırlığı hafifletir ve şeffaflığa neden olur.

 

Hare farklı şekillerle veya çiçeklerle vs. süslenebilirken, İsa’nın Haresi haç şeklindedir ve içinde Α-Ω veya daha sonra O- ΩΝ (Var Olan)  harfleri bulunur. Kare veya üçgen gibi başka şekillerde de rastlanabilir. Kare genellikle hala hayatta olan adil insanlar üzerine yaptıkları kutsal bir iş için yerleştirilirmekteydi. Aziz Dimitrios Kilisesinin kutsal Beması’nda tasvir edilen iki hayırseverin  başlarında bu tür Harelere rastlıyoruz. Ancak 13. yüzyıldan itibaren Batı’da, özellikle Kutsal Üçlü’nün tasvirinde veya “her şeyi gören ilahi gözü” çevrelemek için görülür.

 

O halde Hare, ilk ortaya çıkışından itibaren özel bir şeye işaret eden ve hagiograflar tarafından tasvir edilen kişinin teosis’ini (Tanrısallaşmasını) ve kutsallaştırılmasını ifade etmek için kullanılan bir semboldür. Nitekim şöyle yazılmıştır: Kutsal olun, çünkü ben kutsalım. (1.Petrus 1:16) Atina Meclisi üyesi Aziz Dionysius’a göre Çok Kutsal Üçlü Birliğin arındırıcı, aydınlatıcı ve kutsallaştırıcı faaliyetlerine paydaş olarak hepimiz Tabor Dağı’nda görünen vahiysel bulutu arzulamalıyız.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Hare: Neyi sembolize ediyor ve onu neden

Azizlerin ikonalarında görüyoruz?