Luka’nın 2 pazari.İncil açıklaması
İncil açıklaması
(Luka 6 : 31 – 36)
İnsanların birbirleriyle olan karşılıklı ilişkilerin deuymaları gereken ahlak yasasını İsa Mesih şusözleriyleteminataltınaalır “İnsanlarınsizenasıldavranmalarını istiyorsanızsizdeonlara öyledavranın” Herinsankendineiyiolanı ister. Hiç kimse hiçbir zaman kendi bedeninden nefret etmemiştir. Tersine onu besler ve kayırır (Efeslilere mektup 5:29) Aziz Pavlus böyle diyor. Bu güzel ilişkiler eğer bir ihtiyaçtan ve ya bir mecburiyetten doğmuyorsa, kendi isteğiniz ile oluyorsa kıymetlidir. Burada insan kahramanlık derecesine yükselir. Gerçekten insan kendi kendinin düşmanı değildir. Ama düşmanlarımıza karşı sevgimizi göstermemiz İsa Mesih’in bize öğrettiği gibi, bize hiçbir şey kaybettirmez. Düşmanın aç ise onu doyur, susamış ise su ver. (Roma.12:20) Hiç kimsede, insanın dostları uğruna canını vermesinden daha büyük bir sevgi yoktur. (Yuhanna15:13) Bu vasiyet çok ulvidir. Bu vasiyetin yerine getirilmesi insanlar arasındaki düşmanlığı yok eder, onları Allah’a benzer kılar, zira Allah kendisine şükretmeyen ve kötü insanlara da nimetlerini verir. Gerçekten günahın ağlarına tutsak olan birinin bu ulviyete erişmesi insan için zordur. Ama insan nezdin de mümkün olmayan Tanrı katında mümkündür. (Matta 19:26). İnsan kemale erme yolunda yavaş yavaş ilerler. Bunun için bu vasiyeti olumsuz yönüyle almalıyız, yani bize yapılmasını istemediğimiz şeyi başkalarına yapmamalıyız. Öncelikle kimseye zarar vermemeyi öğrenmeliyiz. Öç alma duygusundan arınmalıyız. O zaman yakınımıza iyilik yapmamız kolaylaşır. Günahın karanlığı ve derinliği ve kuşamıyla çevrili olan için, aydınlığı kuşanmak acı ve üzüntü olmadan mümkün olmaz. Düşmanları nasıl sevmesi gerektiği anlaması da mümkün değildir. Fakat Allah’ın nimetini kuşanmış, ümidin ve imanın kanatlarıyla uçanlar ise yeni ufuklar görür, sevginin sıcaklığını hisseder ve bundan başkalarına ve düşmanlarına verir. Azize Fafista Mesih’e olan imanı nedeniyle otuz yaşlarında şehit edildi. Ama onun temizliği, sabrı ve yumuşak huyluluğu ona işkence yapan Eflasyon denilen şahsın yüreğini etkiledi ve Allah’ın gücüne inanarak bu azizeye özgürlüğünü bağışladı ve şehitlik mertebesiyle taçlandırdı. Azize Fafista başka bir işkenceciye teslim edilince ona kin besledi ve Tanrı’dan ona gazap vermemesini istedi. Aksine şu şekilde dua etmeye başladı: “Sana şükürler olsun ey İsa Mesih çünkü senin kutsal adını itiraf etmeye beni ehil kıldın, işkenceci Maksimos’u sevmen için sana yalvarıyorum, imanınla onu aydınlat ve korkunla takviye et.” Azize Fafista’nın kutsal bir istek ile nefsini düşmanı karşısında nasıl yaydığına bakınız. Bu nedenle işkenceci adamın yüreği şefkatle sarsıldı ve şöyle haykırdı: “Ey Tanrı nimetini ben haksız kuluna da göster ve beni kulların arasında kabul et. Çünkü sen gerçek tek tanrısın ve kuvvetlerin Rabbisin. Bu anda gökler açıldı ve Allah’ın oğlu melekler ve azizlerin arasında bulutlar üzerinde göründü ve imana dönen Maksimos’u kutsadı.
Bu manzaradan korkan Maksimos, Fafista ve Efasuyos gibi şehitlik kanıyla vaftiz oldu. Böyle bir örnek belki de çok nadirdir. Fakat size başka bir örnek sunacağım: Azize Afestasyos’un söylediğine göre (20Mart günü yortusu kutlanır) Rahiplerden biri Azizlerle ilgili yasanın ön gördüğü faziletleri haiz değildi. Aksine kurtuluş yolunda ihmalkar, ibadet ve oruç hususlarında eksikleri vardı. Ölüm vakti yaklaşınca rahipler yatağı çevresinde toplandılar ve onu böyle bir anda tebessüm etmekte kendinden emin ve korkusuz olduğunu görü-nce şaşırdılar, çünkü yaşamını biliyorlardı. Ve ölüm saatindeki bu cesaretinin sebebini sordular, hafifçe yatağından doğrularak onlara, ey kardeşlerim gerçekten ihmal içinde yaşadım, bütün yaptıklarım melekler vasıtasıyla şu anda gözümün önünde canlanıyor. Bütün bunları tövbe ile itiraf ediyorum. Ve Allah’ın keskin hükmünü bekliyorum,” dedi. Fakat melekler bana şöyle dedi: ‘Suçların bağışla-nacak çünkü hiç kimseye kin beslemedin, gazaba gelmedin. İşte sevincimin kaynağı budur. Ve bunu söyledikten sonra ruhunu Allah huzurunda teslim etti. Bunun için İsa Mesih diyor ki: “Hüküm vermeyin ki size hüküm olunmasın.” Yargılandığınızın aynasıyla yargılanacaksınız. Ölçtüğünüz ile size ölçülecektir. (Matta 7:1-2) Bu konuya fazla örnek vermeye gerek yok Yakınımızın zarar görmesine sebep olmanın yararımıza olmadığı bilinen bir şekildir. Onun için şöyle bir hikmet vardır: Kardeşine çukur kazan, onun içine düşer. Kuyuya taş atma zira içindeki su, sulamaya yarar. Aksine başkalarına iyilik yapmaya uğraş hatta düşmanına bile. Bunun için yüz misli ödüllendirileceksin. Bu da her insanı yaptığı iş kadar ödüllendiren yüce Rabbimizce olacaktır. (Roma.2:6) çünkü O, söylemekte acele etmese de daima gerçeği görür
Pavlus Yazıcı