Matta’nın 7. Pazar Günü Vaazı
“Ey Davut Oğlu, halimize acı!” (Matta 9, 27)
Rabbimiz İsa Mesih yeryüzündeyken O’nun adına yapılan yakarışlarla birçok mucize gerçekleşti. Acılı insanlar, fakirler, hastalar, tıpkı on cüzamlı (Luka 17, 13), Eriha’daki kör dilenci Bartimay (Luka 18, 38 ve Markos 10, 46-47) ve bugünkü İncil okumasının bahsettiği iki gör gibi insanlar, imanla Mesih’e yaklaştılar ve O’na yalvardılar: “Ey Davut Oğlu, halimize acı!”. İnsan seven İsa da onların yakarışını sevgiyle dinledi ve ihtiyacı oldukları şeyi onlara bağışladı.
Bugün bunları duyan bizlerin, İsa’nın yaşadığı yıllarda Celile’de yaşayıp her ihtiyaçlarında onlara yardım etmesi için İsa’ya koşan insanlara imrenmemiz çok doğaldır. Fakat daha derin düşünürsek, bugün yaşayan ve O’nun Kilisesi’nin sadık üyeleri olan bizlerin de aynı olanağa sahip olduğunu görebiliriz. Bu konuda bizlere bizzat Mesih’in Kendisi, göğe çıkmadan evvel söz ve teminat verdi: “…İşte ben, dünyanın sonuna dek her an sizinle birlikteyim.” (Matta 28, 20). Ayrıca bize şu sözü de verdi: “Benim adımla benden ne dilerseniz yapacağım.” (Yuhanna 14, 14).
Bu yüzden, bu gerçeği görmezden gelip çaresiz, terk edilmiş ve yalnız hisseden bir Hristiyan kendine haksızlık ediyor. Çok zor durumlarda “Kimsem yok!” ya da “Herkes beni unuttu!” gibi sözler söylemek, bizler için çarmıhta ölen ve her zaman bize yardım etmek için yanımızda hazır bulunan Mesih’i aşağılamak demektir! Diğer insanlar bizleri terk edebilir fakat Mesih asla! Tek dikkat etmemiz gereken bizim Mesih’i terk edip etmediğimizdir. Acaba O’nu görmezden geliyor ve unutuyor muyuz? Mezmur yazarının sözleri çok şaşırtıcıdır: “Anamla babam beni terk etseler bile, RAB beni kabul eder.” (Mezmurlar 27, 10). Ailem bile beni çaresiz şekilde terk etmiş olsa da, Rab gelir ve beni koruması altına alır. Mezmur yazarının dediği bir başka söz de çok etkileyicidir: “Ömrüm boyunca yalnız iyilik ve sevgi izleyecek beni, hep RAB’bin evinde oturacağım.” (Mezmurlar 23, 6). Rab’bin bizler için olan ilgisi ne kadar da duygulandırıcı! Rab’bin merhameti ve lütfu, hayat mücadelesinde bizi güçlendirmek ve bize yardım etmek için yaşamımızın tüm günlerinde bizi izleyecek. Bunları yapıyor Rab bizler için, fakat bize merhametini ve yardımını bağışlaması için Kendisi’ne sevgi ve imanla yönelmemiz koşuluyla. Bugünkü İncil bölümündeki iki körün yaptığı gibi: “Ey Davut Oğlu, halimize acı!”.
Aynı şekilde biz de Rabbimiz’e yalvaralım. Basit bir şekilde, aziz pederlerimizin bize öğrettiği gibi, kısa İsa duasını edelim: “Rab İsa Mesih bana merhamet eyle”. Aziz Porfirios’un da tavsiye ettiği gibi bu dua yumuşak bir üslupla yapılmalı, “Rab İsa Mesih bana merhamet eyle” sözlerini hafif hafif söyleyerek Mesih’i zihnimize yerleştirelim. “Rab İsa Mesih bana merhamet eyle” sözleri dışında hiçbir şey düşünmeyelim ve bu sözleri tüm kalbimizle, Mesih’e karşı sevgi, saygı ve arzu ile telaffuz edelim. Aziz Porfirios, “Her şeyin en önemlisi Mesih’e karşı duyulan aşktır.” derdi. Ruhumuz, tapınma duygusu ve tutku ile bu altı kelimeyi (Rab İsa Mesih bana merhamet eyle) tekrar etmeye doyamaz. Bunlar tadına doyum olmayan kelimelerdir! Tüm hayatınız boyunca bunları söyleyin, içlerinde çok büyük güç ve lütuf saklıdır!
Allah’ın nefesinden gelen insan ruhunun daima sevecen Yaratıcısı’na yönelmesi o kadar doğaldır ki, tıpkı ayçiçeğinin sabahtan başlayıp akşam batışına kadar güneşi tüm hareketlerinde takip etmesi ve ona doğru bakması gibi. Ya da bir başka deyişle, anne sütüne susamış bir bebeğin dudaklarını özlemle açması gibi (Mezmur 131, 2). Bu yüzden inananlar, ruhun Rabbi’ne ve Allahı’na yönelme ihtiyacı hakkında sık bahsederler. Mezmur yazarı da coşkuyla haykırıyor: “Gözümü RAB’den ayırmam, hiç sarsılmam, O sağımda durduğu için.” (Mezmurlar 16, 8), “Gözlerim hep RAB’dedir, çünkü ayaklarımı ağdan O çıkarır.” (Mezmurlar 25, 15). Ve Allah’a karşı bu yönelişimiz, ilhamını sevgiden almalı. Mezmur yazarı burada da ekliyor: “Seni seviyorum, gücüm sensin, ya RAB! RAB benim kayam, sığınağım, kurtarıcımdır, Tanrım, kayam, sığınacak yerimdir, kalkanım, güçlü kurtarıcım, korunağımdır!” (Mezmurlar 18, 1-2).
Gelin hepimiz çaba gösterelim, Rabbimiz ile günlük, daimî bir iletişim içinde yaşayalım. Bizim için yaptığı ve yapmakta olduğu her şey için O’na teşekkür edelim. Ateşli bir sevgiyle ve kısa “Rab İsa Mesih bana merhamet eyle” duasıyla merhametini ve lütfunu çağıralım. Emin olalım ki o zaman bizim yararımıza olan bir yolla bizi yanıtlayacak ve O’nun lütfu ile zengin kutsamalarının tadına varacağız!
(23 Temmuz 2017)
Çeviren: Rahip Nektarios