Ruhsal mücadele ve meyveleri
Bazı insanlar ruhsal alışkanlıklar edindikten sonra mucizeler beklemeye başlarlar. Görmedikleri zaman da hayal kırıklığına uğrarlar. Vazgeçerler ya da isyan ederler. Meyveler, bu savaşın başlamasıyla ortaya çıkmaz. Çaba sarf göstermek lazım. Çetin mücadeler sonucudur. Bazı zamanlar o meyveler, yavaş yavaş, biz anlamadan oluşur. Dolayısıyla çok sabırlı ve uyanık olmak şarttır. Böylelikle Tanrı’yı yavaş yavaş tanımaya başlarız. Duamız bize Tanrı’nın kim olduğunu gösterir. Ve simdi şaşırmayın. Tanrı’yı göstererek, şeytan bile yardımcı olur.
Bir pederin demiş olduğu gibi şeytan ona dua etmeyi öğretmiş. Ona bunun nasıl olduğunu sormuşlar: “Bu, çeşitli düşüncelere karşı mücadele ederek olur” diye cevap vermiş. Peder ruhsal yolculuğuna devam ettikçe şeytanın saldırıları artıyormuş daha sık ve daha güçlü oluyormuş. Bunlarla karşı mücadele etmek için Tanrı’ya sığınıyormuş. Böylece gece gündüz Tanrı’nın merhametini isteyerek yakarmadığı, bir anı bile yokmuş. Nitekim kesindisiz dua etmeyi öğrenmiş ve 14 sene sonra Rab ona görünmüş. Sıkıntıları bitmiş ve her yer sükûnet ve esenlikle dolmuş. O zaman merhametin meyveleri başgöstermiş, Tanrı’nın egemen olduğu tam o zamanda. Aynı zamanda şunu anlamış: Rab’bin kendisi gelmezse yardım alma ümidi de boş. Sadece Tanrı’nın merhametinde kalbin ve aklın esenliği, bedenin rahatlığı ve isteğin bütünlüğü vardır.
Davranışlarımızdan hiçbiri bizi Tanrı’dan uzağa götürmemeli. Ruhsal hiçbir çaba da Rab’den uzakta filizlenmez. Lûtuf Tanrı’nın yanında bulunur ve Tanrı herşeye egemendir. Tutkularımız dahil.
Öyleki lütfunu arayan insana tutkularına hakim olma kabiliyetini verir (onu kral kılar). Bizim mücadelemiz sıradan bir mücadele değil. Bu mücadelenin karşılığı sonsuz yaşamdır. Bu yüzden mücadelemiz, sadece Tanrı’nınn lütfü ile çözülebilecek zorluklar içerir.
Aynoroz Ksiropotamu Manastırı Üstadı Efrem