Basiret sahibi azizler
Bir keresinde üç genç bayan Sarovlu Aziz Serafim’i görmeye gitmişlerdi ve içlerinden biri
Aziz’e şöyle dedi: “Efendim, ben, rahibe olmak ve Tanrı’yı yüceltmek istiyorum”
ve diğer ikisi dedi ki: “Efendim, biz, senin kutsamanla… bir aile kurmayı düşünüyoruz.”
Ve Aziz, rahibe olmak istediğini söyleyen kişiye şöyle dedi: “Sen, çocuğum, evleneceksin,
ve siz ikiniz büyük rahibeler olacaksınız”
Ve öyle de oldu.
Çünkü Aziz, Mesih’in Işığında yaşadığında, geçmişi, bugünü ve geleceği görür. İnsanın ruhunu görür. Azizler sihirbaz değillerdir. Onlar için ortadan kaldırılan nedir?
Zaman. Onlar Tanrı’nın egemenliğinde yaşarlar. Bu yüzden insanı dıştan değil ruhunun derinliklerinden tanırlar ve işte bu yüzden bize cevap veriyorlar.
Elbette Azizlere meraktan gitmiyoruz! …. görmek için gitmiyoruz.
Bana kaç kez şöyle sorulduğunu biliyorsunuz: “Sayın Episkopos, gidip görebileceğim geleceği öngörebilen bir rahip tanıyor musun?” Ben de onlara, “Çocuğum, gitsen bile hiçbir şey anlamayacaksın. Bu yüzden sana söyleyebileceğim kimse yok. Çünkü düşünce biçiminizde bir sorun var. Yani her şeyden çok Tanrı’nın istemini ne olduğunu aramakla, duaya ve kutsamaya dayalı bir yaşam sürmekle ilgilenmiyorsunuz. Oraya yaşamınızda ruhsal bir aydınlanma olsun diye, iman için değil meraktan gitmek istiyorsunuz.
Siz istiyorsunuz ki, “Şunu mu almalıyım, bunu mu almalıyım?” şeklindeki sorulara kolay bir cevap bulayım. Tanrı bunu size söylemez. Ve hatta Kutsal Adam bunu biliyorsa bile size söylemeyecektir.
Sisani ve Siatista Metropoliti Pavlus