/ Pazar Vaazlarι / Uzun niyazlar

Uzun niyazlar

Uzun niyazlar

(27.2.2022)

İlahi Litürji esnasında, Elçilerin İşleri Kitabından, Elçilerin Mektuplarından ve İncil’den okunan Kutsal Okumalardan ve ilahi vaazdan sonra Kilise, Tanrı’nın sözünü kabul eden, İncil’in emirlerini yerine getiren ve günlük hayatlarında Mesih’i takip etmeye çalışan tüm dindar ve Ortodoks Hıristiyanlar için dua etme ihtiyacı hisseder. Diyakoz, her zamanki gibi, inananları dua etmeleri için teşvik eder ve onlar “Ya rab, merhamet eyle” ile karşılık verirler. Litürjiyi icra eden Rahip ise, Kutsal Sunak’ın önünde, kısık sesle Tanrı’ya, Kutsal Gizemleri icra etmesi adına kendisine temiz bir vicdan vermesi için dua eder. Rahip ayrıca, onunla birlikte dua eden müminlerin; Rab’bin Kutsal Benenini ve Kanını (Kutsal Armağanları) suçluluk ve kınama olmaksızın içip yemelerini ve onların vasıtasıyla Cennetin Krallığını miras almaları için yalvarır.

Diyakoz’un hitap ettiği ilk ifade manidardır: Hepimiz söyleyelim, bütün canımız ve bütün zihnimizle söyleyelim. Kilise bizi bir kez daha ayık ve uyanık olmamıza çağırıyor. O, hepimizi tüm canımızla ve tüm zihinsel gücümüzle Rab’be yönelmeye ve bize zengin merhametini bağışlaması adına O’na kendi ihtiyaçlarımız ve aynı zamanda kardeşlerimizin ihtiyaçları için yalvarmaya davet eder.

Ve tüm bunlar için, dikkatsiz olduğumuz zamanlardaki gibi, yüzeysel ve formalite icabı olarak değil, içtenlikle ve inançla yalvarmalıyız. Rab’bin hayatında, biri O’ndan yardım istediğinde, Rab’bin onun isteğini hemen yerine getirmediği, ancak önce inancını yeniden alevlendirmeye çalıştığı durumlar vardı. Cine tutsak bir çocuğun örneğinde olduğu gibi. (Bkz. Markos 9: 14-27). Başlangıçta, İsa Tabor Dağı’nda bulunduğu için, babası çocuğu iyileştirmek için Rab’bin öğrencilerinden yardım istedi. Babanın böyle bir şeyin olacağına inancının olmadığından da anlaşılacağı üzere öğrenciler yardım edemediler. Baba elbette çocuğunun iyileşmesini istiyor ve öğrencilere yalvarıyordu fakat böyle bir şeyin olabileceğine de tüm yüreğiyle inanmıyordu. Rab geri döndüğünde, çocuğun babası İsa’nın Kendisine durumu izah etti. Ancak Rab’be hitap ettiği sözlerden, babanın inancının az olduğu da açıktır: “Elinden bir şey gelirse, bize yardım et, halimize acı!” İsa’nın çocuğun babasına söylediği sözler olayı çözen anahtar kavramlardı: “İman eden biri için her şey mümkün!” (Markos, 9:23) dedi. Çocuğun babasının hemen, “İman ediyorum, imansızlığımı yenmeme yardım et!” diye feryat etmesiyle çocuk kötü ruhtan kurtuldu.

Bu yüzden, duamızda bir şey isteyip onu elde edemediğimizde, (bazılarının dediği gibi) “Tanrı beni duymuyor” dercesine yanlış bir izlenime kapılmayalım. Ama eğer Tanrı’nın talebimizi yerine getirme gücüne sahip oluduğuna canı gönülden inanıp inanmamıza dair kendi vicdanımızı dürüstçe gözden geçirelim. Ne de olsa Elçi Yakup bunu şöyle ifade etmiştir: Dilediğiniz zaman da dileğinize kavuşamıyorsunuz. Çünkü kötü amaçla, tutkularınız uğruna kullanmak için diliyorsunuz. (Yakup, 4:3)

Tüm bu nedenlerle Kilise, diğer tüm dualardan önce kilise cemaatini şu şekilde yalvarmaya teşvik eder: Hepimiz söyleyelim, bütün canımız ve bütün zihnimizle söyleyelim.

Diyakoz, inananlarla birlikte dualarımızı kabul etmek ve merhametli bir Tanrı olarak bize merhamet etmek için O’na yalvarır. Tanrı’nın karşısında suçlu olduğumuzu ve hiçbir talebimizin olamayacağını biliyoruz, ancak Çarmıhta Kurban edilişiyle gelen sevgi ve büyük merhametten güç alıp O’nun lütfunu dilemeye cüret ediyoruz.

Tüm dindar Ortodoks Hıristiyanlar için genel duadan sonra Diyakoz, niyazlara şu şekilde devam ediyor:

Ayrıca Başepiskoposumuz ………….. Papazlar, Râhipler, Diyakoslar, Keşişler ve Mesih’teki kardeşliğimizin tamâmı için yalvarırız.

Ayrıca bu kutsal cemaat veya kutsal manastırın fertlerinin merhamet bulması, hayatı, selâmeti, sağlığı, kurtuluşu, gözetilmesi, affı ve günahlarının bağışlanması için.

Özellikle kilise veya manastırlar inşaa ettirenler, geçinmesini sağlayanlar, ilâhî okuyanlar, kilisede emek verenler ve bu şekilde cemaate iyililik yapmış olanlar için yalvarışta bulunulur.

Bu nedenlerle, esas olarak kutsal mâbetlerimizin düzenli işleyişinden sorumlu olduklarından, sözü geçenlerin tümü için dua etme görevimiz vardır.

Bu Uzun Niyaz dizisinde, hâtırası dâim olan bânîler, bizden önce rahata erişimiş pederlerimiz ve kardeşlerimiz ve her yerdeki Ortodokslar için yalvarışlar sunulur. Aziz Altın Ağızlı Yuhanna şöyle der: “Kutsal Elçiler, İlahi Litürji esnasında rahata erişimiş olanlar (vefat etmiş olanlar) için yalvarmaları ciddi bir sebep olmaksızın belirlemediler. Rahata erişimiş olanlar Kilise’nin yaşayan cemaatlerinin dualarından çok fazla manevi fayda ve  kazanç elde ettiğini biliyorlardı. İlahi Liturji esnasında rahipleriyle birlikte, elleri dua pozisyonunda kaldırılmış ve tüm bu ebediyete intikal etmiş olan ruhlar için dua eden bu cemaate, merhametli Tanrı’nın merhamet etmemesi nasıl mümkün olabilir! Ölüler için en büyük rahatlığın, Kutsal Efkaristiya sırasında onlar için yapılan dualarla sağlandığı Ortodoks Kilisesi’nin temel inancıdır. ”Bu nedenle, ölüleri anma Törenlerini (mnimosina) İlahi Liturji ile birlikte icra ediyoruz.

Yaşayan müminlerin (Kilise cemaatinin) rahata erişimiş olanlar için yaptıkları duaların, hala dünyada mücadele içinde bulunan Kilise Cemaati (Savaşan Kilise) ile gökteki Muzaffer Kilise Cemaati arasında ayrılmaz ve kalıcı yakın bir bağ olduğunu gösterdiğini belirtmekte fayda vardır. Elçi Pavlus’un kısa ve öz bir şekilde yazdığı gibi: Yaşarsak, Rab için yaşarız; ölürsek, Rab için ölürüz. Böylece yaşasak da, ölsek de Rabbin’iz (Romalılar, 14:8). Amin.

 

  1. VAAZ, İLAHİ LİTÜRJİ’NİN YORUMLANMASI

 

 

                                                                                            Pisidia Metropoliti Sotirios

 

 

 

 

 

 

 

 

Uzun niyazlar