/ Pazarın Sesi / Baba’ya dönüş

Baba’ya dönüş

 

İncil’deki savurgan oğul benzetmesi, insanların Tanrı tarafından “evlatlık” edinmesi sürecinin en mükemmel teolojik anlatısıdır. Bir babanın iki oğlu var. Genç oğul, örf ve adetleri yok sayar, babası ölüymüş gibi, mirasından kendi payına düşeni isteyerek babasının otoritesini sorgular ve aslında kendi varlığını bile reddeder. Ancak babanın yaşamının tüm gerçekliğinden koparılmış bu parça (miras) yaşayamaz, kök salamaz. Bu mirası dinamik ve keyfi olarak, istediğimiz gibi ele aldığımızda bizi yaşama değil umutsuzluğa ve yıkıma götürür. 

Baba’nın sevgisi

Bununla birlikte Baba, hakkı olmasına rağmen oğlunun istemine karşı çıkmaz ve reddetmez. Tam aksine, istediği mirasın zorunlu kısmını verir. Babanın sevgisi oğlunun isyanının ötesindedir. Bu nedenle ona sözlerle öğretişte bulunmaz. Şimdi, onun dolaşıp durmasına, acı çekmesine, yalan ve aldatmalara şahsen tanıklıkta bulunmasına izin vermelidir.

Babanın oğlunu zorla yanında tutması değil, kendi iradesiyle geri dönmesi için koşulları yaratması önemlidir. Bir Hristiyanın tüm yaşamı, Tanrı’nın lütfu, insanın iradesinin iş birliğiyle ve Mesih’in yaşamının gizemli bir şekilde gerçekten kabul etmesiyle şekillenir. Ancak bu işbirliği insanın,  Tanrı’nın Lütfunu, tamamen hür iradesiyle işbirlikçisi olarak kabul etmesine dayanır.

Tanrı’dan uzak yaşam

Savurgan evlat her şeyin yenilenmeden harcandığı yabancı bir ülkede yaşamaya gidince, bir süre sonra yalnız yaşamaya başlıyor. Arkadaş edindiği insanlar zenginliğini sürdürdüğü sürece onunla dost kalmaya devam ettiler. Düşüş başladığında bu sefer de yoksullukla tanışıyor. Yardım istemeye gittiğinde ise onu daha da aşağı çektiler. Onu domuzlar gütmeye yani arzularını “gütmeye” gönderiyorlar. Sadece suç işlemez aynı zamanda sürekli hukuk dışı bir duruma da düşer.

Yaşamış olduğu ve başından geçen bu deneyimler, babasının iyi hatırasının yeniden canlanmasına neden oldu. Tüm bu yaşananların ardından kendine gelmeye, özeleştiri yapmaya başlar. Bir kelimeyle oğul pişmanlık duyar ve bu pişmanlık umutsuzluktan kurtuluşa, bedensel ve ruhsal ölümden bedensel ve ruhsal yaşama götürür.

Dönüş

Savurgan evlat en sonunda dönüş yolunu tutar. Eve varmadan önce bekleyişin gizemini yaşayan baba, onu uzaktan görünce ona doğu koşmaya başlar. Hiçbir şey söylemeksizin ona sarılır, öper. Oğlun baba tarafından kabul edilmesi tam ve koşulsuzdur çünkü O, her zaman çocuğuyla birlikteydi. Dikkat etmemiz gereken şey, oğlunun itirafının ilk kelimesinin “affet beni” değil “baba” olmasıdır. Babasının adı bile, yüreğinin derinliklerinden taşan ve ona umut veren şeydir. Bu yüzden savurgan oğul kendi geleceği için bir çözüm önermezken kendisini tamamen babasına teslim ediyor.

Bizim dönüşümüz

Her birimizin Babayla ve genç oğulla ne kadar ilişkisi olduğunu bilmiyoruz. Ancak hepimizin bildiği şey, Babamıza ve kutsal vatanımıza dönebileceğimizdir, çünkü O, hayatımızın, onurumuzun onaylanması, insanlığımızın yeniden bulunmasıdır. Kutsal alçakgönüllülüğün bizi kendimize getirmesi ve Tanrı’nın merhametinin bizi çevrelemesi yeterlidir.

 

  1. F. A. Foni Kiriou (Rab’bin Sesi) 9 no’lu broşüründen alıntılanarak tercüme edilmiştir. 3 Mart 2024 Pazar

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Baba’ya dönüş