Dirilişin tanıkları
Dirilişten sonraki üçüncü Pazar günü, Rab’bin Dirilişine tanıklık eden mür taşıyan kadınların, Rab’bin gizli öğrencisi Aramatyalı Yusuf’un, Rab’bin Kendisini gece ziyaret eden öğrencisi saygıdeğer Nikodimos’un onuruna ve kutsal anısına adanmıştır. Bu Mübarek tanıkların kişilikleri, imanın özünü ve gücünü, Tanrı ile insan arasındaki ontolojik bağı ve paydaşlığı ortaya koymaktadır.
İmanın anlamı
İman, Kutsal Ruh’un meyvesidir. İman edenin Tanrı’da ve Tanrı’nın da iman eden kişide ikamet etmesi ve yaşamasıdır. Bu ikamet insan ve Tanrı arasındaki işbirliğinin sonucudur. İman sayesinde yeniden doğduk ve iman aracılığıyla Mesih’te birleştik. O’nun yeni tanrı-insan doğasının ve O’nun ilahi yaşamının ortakları ve paydaşları ve bundan dolayı da “Tanrısal özyapıya” (2. Petrus 1:4) ortak olduk.
Sadece Tanrı ile birliğimizin başlangıcı olan Mesih’imizin kutsal imanıyla direnebiliriz ve Rabbe tanıklık edebiliriz, Tanrı’nın Lütfunun ne olduğunu, korkmamayı, Hristiyanlar olarak yaşamdaki sorumluluklarımızın ne olduğunu, Efendimiz Mesih’in mezarının kapısından taşı kaldıran Rabbin Meleği gibi taşı kaldırmayı öğrenebiliriz.
Tanrı bizden ne istiyor?
Günümüzde de Kilise, yaşayan Tanrı’nın varlığını ve Tanrı Krallığının gelişinin umudunu tüm dünyaya duyuruyor. Tanrı, merhamet ve sevginin, affetmenin ve şefkatin Tanrısıdır. Tanrı, insan için sonsuz bir sevgiyle, cehennemin karanlıklarını ortadan kaldırır, insan yüzünün güzelliğini aydınlanır ve dünyanın güzellikleri ortaya çıkar. Tanrı, insanın kendisine güvenmesinden ve çağrısına yanıt vermesinden başka hiçbir şey istemiyor. İnsanı kurtaran, onu bozulmaya ve ölüme maruz bırakmayan şey, kendisini Tanrı’ya kendini adama ve Tanrı’ya teslim olma eylemidir. Sonra insan, korkuyu yenmiş olarak, manevi cesaretle İsa Mesih’in Dirilişinin tanığı haline dönüşmesidir. Aziz Altın Ağızlı Yuhanna, “Melek, mür taşıyan kadınları önce korkudan kurtarıyor, sonra diriliş hakkında onlarla konuşuyor. Korkudan kurtulduktan sonra sözleri ve tezahür olmasıyla sözlerine şunları ekliyor: «Siz çarmıha gerilmiş olan Nasıralı İsa’yı arıyorsunuz» (Markos 16:6).
Ve O’na “çarmıha gerilmiş olan” demekten utanmıyor çünkü bu iyi şeylerin başlangıcıydı. “O Dirildi!”. Kadınlar neşeyle ve korkuyla mezardan çıktılar çünkü şaşırtıcı ve tuhaf bir şey gördüler. Daha önceden O’nu gömdükleri mezar boştu.”
Mür taşıyan ve dirilen insanlar
Çağımızın krizi, Mesih’in yaşamının gizemini daha derinlemesine araştırmak, «O’na benzeyerek O’nu tanımak, dirilişinin gücünü ve acılarına ortak olmanın nedemek olduğunu bilmek» (Filipeliler 3:10) için bir meydan okumadan başka bir şey değildir. Biz de mür taşıyanlardan olalım. Çünkü mür taşıyanlar sadece Mesih’in Mezarı’na mür ile giden kadınlar değil, Rabbin Dirilişi’nden sonra tüm insan doğası ve özellikle Kilisemizin Kutsal Gizemlerine katılanlardır.
Hepinize Diriliş mesajını duyuruyoruz, Dirilmiş Rab’bin mür taşıyanlara sözlerini güçlü bir şekilde tekrarlayarak: «Sevinin. Esenlik sizinle olsun diyoruz!»
Φ. Ἀ. Rabbin Sesi (Foni Kiriou) 20 no’lu broşüründen alıntılanarak tercüme edilmiştir. 19 Mayıs 2024 Pazar