Yakarış dolu dua
Bugünkü İncil pasajında, kör bir adamın iyileştirilmesi mucizesi anlatılmaktadır. Bu adam, Rabbimiz İsa’ya kendisine merhamet etmesi için yalvarmaktadır. Onun yakarışı, hastalığından ve körlüğünden kaynaklanan acı, umutsuzluk, çaresizlik ve ıstırap dolu bir yakarış olmakla birlikte, aynı zamanda saygı ve geleceğe dair umut dolu bir yakarıştır.
Mesih’e yakınlaşmak
Kör adam, iyileşmek ve hayatına devam edebilmek için son umudunun Mesih olduğuna inanarak O’na yaklaşır. Bu, içten bir tövbe ve iman yakarışıdır. Huzurunda, kendisini kutsayabilecek ve ona sağlığın değerli nimetini sunabilecek gerçek Tanrı’nın Oğlu olduğuna inanmaktadır.
Mesih ona sorduğunda, kör adam Mesih’in merhametine tamamen teslim olmuş bir şekilde, “Yeniden görmek istiyorum” diye yanıt verir. Mesih, kör adamın “Davut’un Oğlu”nu gördüğünü ve tanıdığını gösteren içten ve derin imanını fark eder. Etrafı kalabalık bir halk tarafından sarılmış olmasına rağmen, onların arasından sıyrılarak kör bir dilencinin yalvarış dolu çığlıklarını duyar. Ardından onu, “gözlerin görsün, imanının seni kurtardı” (Luka 18:42) diyerek iyileştirir.
İnsani yakarış
Acı, umutsuzluk, yas, ruhsal yenilgiler, ilahi fırtınalar, hastalıklar ve denemeler, hayatımızda bir dilek veya az iman yakarışı olarak büyük bir çığlıklar ve şikayetler senfonisi yaratır. Yeni Ahit’in, İsa’nın öğrencilerinden gelen korku ve inançsızlık yakarışlarına yer vermesi dikkat çekicidir. İsa ile birlikte yaşayan ve O’nu defalarca mucizeler yaparken ve öğretirken gören insanlar, başlangıçta Rabbin eylemlerinin derin anlamını anlamakta zorlandılar.
Bu da bazen bizim başımıza gelir. Tanrı’nın işlerini, öğretisini, sessizliğini ve eylemlerini derinlemesine anlamaya hazır değilizdir. Korku ve kıt imanla O’na, “Eğer, Rabbim, istersen… her şey mümkündür” diye yakarırız. Ve Mesih başka bir “eğer” ile yanıtlar: “İman eden biri için her şey mümkündür” (Markos 9:23). Böylece, insan aklının yetersizliği, Tanrı’nın büyüklüğü karşısında, yakarışımız bir yalvarışa dönüşür, “istek ve büyük bir dua niyetiyle” ve bu basitçe anlamsız sözler değildir. İnananın güçlü bir çığlıkla istemesi gereken şey, başka bir şey değil, Kutsal Ruh’un aydınlatmasıdır.
Dua eden yürek
Dua, zihninizi kalbinizde bulundurarak Tanrı’nın huzurunda durmak demektir. Eğer Tanrı olmadan yaşayamayacak isek, o zaman dua olmadan da yaşayamayız, çünkü dua aracılığıyla Tanrı’ya yaklaşır ve O’nun önünde cesaretle durarak, O’nun yaşamına katılır ve Krallığı’na şahitlik ederiz. Kalbimizde, kendimizi Tanrı’nın merhametinin kucaklayışında günahkarlar olarak görmeye başlarız. İşte bu görüm, bizi şu şekilde yakarmaya sevk eder: “Rabbimiz İsa Mesih, yaşayan Tanrı’nın Oğlu, biz günahkarlara merhamet et.”
Kalben edilen dua, Tanrı’dan hiçbir şeyi gizlemememizi ve kendimizi O’nun merhametine koşulsuz olarak teslim etmemizi zorlar. Bu tür bir dua, doğası gereği, bütün varlığımızı “Mesih’e” dönüştürür, çünkü o, ruhumuzun gözlerini, hem kendi gerçeğimize hem de Tanrı’nın gerçeğine açar.
Ὁ Φ. Ἀ. Foni Kiriou (Rab’bin Sesi) 48 no’lu broşürden alıntılanarak tercüme edilmiştir. 1 Aralık Pazar 2024
Yakarış dolu dua